Ayakkabı üretim ve ihracatında önde gelen merkezlerden Manisa’da kesimin tanınan isimleri içinde gösterilen Rıfat Sarı, ayakkabı boyacılığından 40 ülkeye ihracata uzanan muvaffakiyet öyküsüyle dikkati çekiyor.
Kars’tan Manisa’ya göç eden ailesinin geçimine katkı sunmak için 10 yaşında sandığını omzuna alarak ayakkabı boyamaya başlayan Rıfat Sarı (60), ilkokulu bitirdikten daha sonra ayakkabı imalathanesinde çıraklığa başladı.
17 yaşına geldiğinde ayakkabı ustası olan, askerlikte de mesleğini devam ettiren Sarı, askerden döndüğünde 1982 yılında 2 ortağıyla Üçel Ayakkabı firmasını kurdu.
O periyot 24 çift erkek ayakkabısı imal eden, gelişen teknolojiyle modernize edilen işletme, günlük 1000 çift ayakkabı üretme kapasitesine ulaştı.
Birinci ayakkabı ihracatını 1985 yılında Almanya’ya gerçekleştiren firma, başta Avrupa, Orta Doğu, Kafkasya, Orta Asya’da olmak üzere dünyanın 40 ülkesine yaklaşık 2 milyon dolarlık ayakkabı ihracatına ulaştı.
“ÇOK ÇALIŞMANIN DEĞERİNİ ARKADAŞLARIMIZA ANLATIYORUM”
Rıfat Sarı, AA muhabirine, çocukluğundan bu yana hoş ayakkabıları sevdiğini, boyacılık yaptığı devirde bu sevgisinin farkına vararak ayakkabı ustası olmaya karar verdiğini söylemiş oldu.
Teşebbüs serüveninde büyük zorluklarla karşılaştığını, daima kendini geliştirmek için gayret harcadığını anlatan Sarı, firma olarak birinci günden bu yana İtalyan markalarıyla rekabet ederek dünya pazarına ayakkabı sunma maksadıyla çalıştıklarını aktardı.
İhracata birinci başladıkları senelerda bir tercümanın kendilerini dolandırması daha sonrası yabancı lisanın kural olduğunu anladığını söz eden Sarı, “Eksiklerimizi gördük, yabancı lisanımız yoktu. ‘Bu bu biçimde olmaz’ dedim, 40 yaşından daha sonra İngilizce kursuna başladım, 8 yılda öğrendim. Kimseye muhtaç olmadan bütün dünyayı gezdim. Sıkıntı olanı seçtim, çaba etmenin, epeyce çalışmanın değerini daima arkadaşlarımıza anlatıyorum.” dedi.
“2 MİLYON DOLARA YAKIN İHRACATIMIZ VAR”
Birinci ihracatlarını yaptıktan daha sonra makineleşmeye geçtiklerini, yurt dışı fuarlarıyla süratle büyüyerek bugünkü büyüklüğe ulaştıklarını lisana getiren Sarı, erkek ayakkabısında yurt haricinde düzenlenen tertiplerde iki kalite mükafatı aldıklarını anlattı.
“Baştan bu yana ‘Ya marka olacağız ya da yok olacağız.’ ideolojisiyle hareket ettik. Fason üretim yapmıyoruz. 70 çalışanımızla günde 500 çift üretiyoruz ancak talep olduğunda 1000 ikili çıkabiliyoruz. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz, 40 ülkeye dağıtıyoruz, 2 milyon dolara yakın ihracatımız var.” diyen Sarı, her geçen yıl bu sayısı artırdıklarını kaydetti.
Sarı, “Yurt haricinden ağır talep var. Rakip pazarlarda üretimde önemli düşünceler var. Biroldukça büyük pazarın en yakın çalışacağı ülke Türkiye oldu. Biz de buna hazırlıklıyız aslına bakarsanız. İnşallah gelecekte epey daha âlâ noktalara geleceğiz.” diye konuştu.
KAYNAK: AA
Kars’tan Manisa’ya göç eden ailesinin geçimine katkı sunmak için 10 yaşında sandığını omzuna alarak ayakkabı boyamaya başlayan Rıfat Sarı (60), ilkokulu bitirdikten daha sonra ayakkabı imalathanesinde çıraklığa başladı.
17 yaşına geldiğinde ayakkabı ustası olan, askerlikte de mesleğini devam ettiren Sarı, askerden döndüğünde 1982 yılında 2 ortağıyla Üçel Ayakkabı firmasını kurdu.
O periyot 24 çift erkek ayakkabısı imal eden, gelişen teknolojiyle modernize edilen işletme, günlük 1000 çift ayakkabı üretme kapasitesine ulaştı.
Birinci ayakkabı ihracatını 1985 yılında Almanya’ya gerçekleştiren firma, başta Avrupa, Orta Doğu, Kafkasya, Orta Asya’da olmak üzere dünyanın 40 ülkesine yaklaşık 2 milyon dolarlık ayakkabı ihracatına ulaştı.
“ÇOK ÇALIŞMANIN DEĞERİNİ ARKADAŞLARIMIZA ANLATIYORUM”
Rıfat Sarı, AA muhabirine, çocukluğundan bu yana hoş ayakkabıları sevdiğini, boyacılık yaptığı devirde bu sevgisinin farkına vararak ayakkabı ustası olmaya karar verdiğini söylemiş oldu.
Teşebbüs serüveninde büyük zorluklarla karşılaştığını, daima kendini geliştirmek için gayret harcadığını anlatan Sarı, firma olarak birinci günden bu yana İtalyan markalarıyla rekabet ederek dünya pazarına ayakkabı sunma maksadıyla çalıştıklarını aktardı.
İhracata birinci başladıkları senelerda bir tercümanın kendilerini dolandırması daha sonrası yabancı lisanın kural olduğunu anladığını söz eden Sarı, “Eksiklerimizi gördük, yabancı lisanımız yoktu. ‘Bu bu biçimde olmaz’ dedim, 40 yaşından daha sonra İngilizce kursuna başladım, 8 yılda öğrendim. Kimseye muhtaç olmadan bütün dünyayı gezdim. Sıkıntı olanı seçtim, çaba etmenin, epeyce çalışmanın değerini daima arkadaşlarımıza anlatıyorum.” dedi.
“2 MİLYON DOLARA YAKIN İHRACATIMIZ VAR”
Birinci ihracatlarını yaptıktan daha sonra makineleşmeye geçtiklerini, yurt dışı fuarlarıyla süratle büyüyerek bugünkü büyüklüğe ulaştıklarını lisana getiren Sarı, erkek ayakkabısında yurt haricinde düzenlenen tertiplerde iki kalite mükafatı aldıklarını anlattı.
“Baştan bu yana ‘Ya marka olacağız ya da yok olacağız.’ ideolojisiyle hareket ettik. Fason üretim yapmıyoruz. 70 çalışanımızla günde 500 çift üretiyoruz ancak talep olduğunda 1000 ikili çıkabiliyoruz. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz, 40 ülkeye dağıtıyoruz, 2 milyon dolara yakın ihracatımız var.” diyen Sarı, her geçen yıl bu sayısı artırdıklarını kaydetti.
Sarı, “Yurt haricinden ağır talep var. Rakip pazarlarda üretimde önemli düşünceler var. Biroldukça büyük pazarın en yakın çalışacağı ülke Türkiye oldu. Biz de buna hazırlıklıyız aslına bakarsanız. İnşallah gelecekte epey daha âlâ noktalara geleceğiz.” diye konuştu.
KAYNAK: AA