Maltepe Babil Kültür Merkezi’nde Ekim ayı boyunca her cumartesi farklı bir husus başlığıyla Marksizm Atölyesi düzenleniyor. Atölyelerden birincisi akademisyen Murat Birdal’ın iştirakiyle “Varlık Balonları ve Finansal Kriz” başlığıyla gerçekleşti.
Aktiflikte krizlerin oluşum dinamikleri, kapitalizmin iç çelişkileri, varlık balonları ve kripto paralar konuşuldu.
‘İŞÇİ SINIFININ TOPLAM YARATILAN REFAHTAN ALDIĞI HİSSE İSTİKRARLI BİÇİMDE AZALIYOR’
Birdal, “Ham unsur maliyetinin arttığı bir periyotta kapitalist için doğan sıkışmadan kurutuluşun yolu personel sınıfının maliyetinin düşürülmesidir, zira kapitalist ham unsurun maliyetine direkt müdahale edemiyor. Lakin emekçinin fiyatına de direkt kesinti yapamıyor. Bu noktada personel fiyatlarına enflasyon oranının altında yapılan artırımlarla aslında her geçen yıl emekçinin fiyatı yüzde 20-30’lara varan düşüşlere uğruyor. Tam da bu noktada kapitalistin ürettiği eseri bununla birlikte emekçiye de satması gerekiyor. Lakin eriyen fiyatlarla emekçi sınıfının bu tüketimde bulunması mümkün değil, bu da bir noktada kapitalizmin en büyük çelişkisini oluşturuyor ve bu çok üretim krizlere yol açıyor.
Kriz periyotlarında bilhassa Amerika piyasaya para sürerek paranın ucuzlamasını ve krizi hafifçeletmeyi amaçlıyor. Bu siyasetle piyasada fazlalaşan para finans ve emlak bölümüne birikerek balon oluşturuyor. Hane halkının borçlanması giderek artıyor. Özel kredilerle, hane halkının kredi borçları gitgide artıyor. Önümüzdeki birkaç sene Türkiye iktisadı için kritik gözüküyor. Hükümet de bu dar alandaki hareket gayretiyle siyasi tutarsızlıklar yaratıyor” dedi.
‘HÜKÜMETİN PROPAGANDA OLARAK KULLANDIĞI ‘YAĞ KUYRUĞU’ BİZE ÖZEL BİR DURUM DEĞİL’
Birdal konuşmasına şöyleki devam etti:
“Hükümetin propagandalarında sıkça kullandığı ‘yağ kuyrukları’ o periyot açısından yalnızca bizde yaşanan bir durum değil. O denli fotoğraflar var ki Amerika’da akaryakıt kuyrukları oluşmuş birebir periyotta. Ben öğrencilerime bu fotoğrafları gösterdiğimde şaşırıyorlar. Global bir sıkışma bizde siyasi argümanlarla çekişmenin aracı haline getiriliyor lakin bu hakikat değil. 2001 krizi için periyodun cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in anayasa kitapçığını fırlatmasının sebep olduğu söyleniyordu o günlerde. Fakat tıpkı periyotta dünyanın geri kalanında krizler patlak veriyordu. Türkiye’den fırlatılan kitapçık dünyanın öteki ülkelerindeki krizi yaratamayacağı üzere bizdeki krizin de kaynağı olmamıştı.”
Soru-cevapla devam eden aktiflikte son devirde yatırım aracı olarak görülen kripto paralar da konuşuldu. Murat Birdal; “Pandemi başında öğrencilerimle online olarak sohbetler gerçekleştirdim. O devir Amerika’da olan öğrencim aktardı. Devrin krizinden çıkmak için Amerika vatandaşlarının toplumsal sigorta numaralarına 3.000 dolara varan çekler göndermiş. Oradaki gençler bu parayı kripto alarak değerlendirmişler. kimi vakit bana arkadaşlarım da soruyor ‘ne olacak bu kriptolar’ diye. Yani sonuç olarak bir yere dayanmayan epey süratli yükselip alçalan bir dijital varlığın yorumlamasını yapamam. Kripto birinci çıktığında en kıymetli argümanı ucuz para transferiydi. Lakin artık bu argüman ortadan kalktı, yüksek elektrik tüketimleri sebebiyle fazlaca maliyetli süreçler oluyor. Hükümetler de buralarda kontrol düzeneği kurmak istiyorlar. Geleceği bilinmeyen olan bir platform. Yalnızca saklılık argümanı üzerinden popülerlik sağlıyor lakin yaşanan kimi olaylarla bu argümanın da doğruluğu meçhul” dedi.
Babil Kültür Merkezi’nde Marksizm Atölyesi aktiflikleri her cumartesi saat 17:30’da gerçekleşecek. 9 Ekim Cumartesi günü yapılacak olan atölyenin bahis başlığı “Marksizm ve Hukuk”. Barış Işık ve Barkın Asal anlatımlarıyla atölyede olacak. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)
Aktiflikte krizlerin oluşum dinamikleri, kapitalizmin iç çelişkileri, varlık balonları ve kripto paralar konuşuldu.
‘İŞÇİ SINIFININ TOPLAM YARATILAN REFAHTAN ALDIĞI HİSSE İSTİKRARLI BİÇİMDE AZALIYOR’
Birdal, “Ham unsur maliyetinin arttığı bir periyotta kapitalist için doğan sıkışmadan kurutuluşun yolu personel sınıfının maliyetinin düşürülmesidir, zira kapitalist ham unsurun maliyetine direkt müdahale edemiyor. Lakin emekçinin fiyatına de direkt kesinti yapamıyor. Bu noktada personel fiyatlarına enflasyon oranının altında yapılan artırımlarla aslında her geçen yıl emekçinin fiyatı yüzde 20-30’lara varan düşüşlere uğruyor. Tam da bu noktada kapitalistin ürettiği eseri bununla birlikte emekçiye de satması gerekiyor. Lakin eriyen fiyatlarla emekçi sınıfının bu tüketimde bulunması mümkün değil, bu da bir noktada kapitalizmin en büyük çelişkisini oluşturuyor ve bu çok üretim krizlere yol açıyor.
Kriz periyotlarında bilhassa Amerika piyasaya para sürerek paranın ucuzlamasını ve krizi hafifçeletmeyi amaçlıyor. Bu siyasetle piyasada fazlalaşan para finans ve emlak bölümüne birikerek balon oluşturuyor. Hane halkının borçlanması giderek artıyor. Özel kredilerle, hane halkının kredi borçları gitgide artıyor. Önümüzdeki birkaç sene Türkiye iktisadı için kritik gözüküyor. Hükümet de bu dar alandaki hareket gayretiyle siyasi tutarsızlıklar yaratıyor” dedi.
‘HÜKÜMETİN PROPAGANDA OLARAK KULLANDIĞI ‘YAĞ KUYRUĞU’ BİZE ÖZEL BİR DURUM DEĞİL’
Birdal konuşmasına şöyleki devam etti:
“Hükümetin propagandalarında sıkça kullandığı ‘yağ kuyrukları’ o periyot açısından yalnızca bizde yaşanan bir durum değil. O denli fotoğraflar var ki Amerika’da akaryakıt kuyrukları oluşmuş birebir periyotta. Ben öğrencilerime bu fotoğrafları gösterdiğimde şaşırıyorlar. Global bir sıkışma bizde siyasi argümanlarla çekişmenin aracı haline getiriliyor lakin bu hakikat değil. 2001 krizi için periyodun cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in anayasa kitapçığını fırlatmasının sebep olduğu söyleniyordu o günlerde. Fakat tıpkı periyotta dünyanın geri kalanında krizler patlak veriyordu. Türkiye’den fırlatılan kitapçık dünyanın öteki ülkelerindeki krizi yaratamayacağı üzere bizdeki krizin de kaynağı olmamıştı.”
Soru-cevapla devam eden aktiflikte son devirde yatırım aracı olarak görülen kripto paralar da konuşuldu. Murat Birdal; “Pandemi başında öğrencilerimle online olarak sohbetler gerçekleştirdim. O devir Amerika’da olan öğrencim aktardı. Devrin krizinden çıkmak için Amerika vatandaşlarının toplumsal sigorta numaralarına 3.000 dolara varan çekler göndermiş. Oradaki gençler bu parayı kripto alarak değerlendirmişler. kimi vakit bana arkadaşlarım da soruyor ‘ne olacak bu kriptolar’ diye. Yani sonuç olarak bir yere dayanmayan epey süratli yükselip alçalan bir dijital varlığın yorumlamasını yapamam. Kripto birinci çıktığında en kıymetli argümanı ucuz para transferiydi. Lakin artık bu argüman ortadan kalktı, yüksek elektrik tüketimleri sebebiyle fazlaca maliyetli süreçler oluyor. Hükümetler de buralarda kontrol düzeneği kurmak istiyorlar. Geleceği bilinmeyen olan bir platform. Yalnızca saklılık argümanı üzerinden popülerlik sağlıyor lakin yaşanan kimi olaylarla bu argümanın da doğruluğu meçhul” dedi.
Babil Kültür Merkezi’nde Marksizm Atölyesi aktiflikleri her cumartesi saat 17:30’da gerçekleşecek. 9 Ekim Cumartesi günü yapılacak olan atölyenin bahis başlığı “Marksizm ve Hukuk”. Barış Işık ve Barkın Asal anlatımlarıyla atölyede olacak. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)