Bakan Akar, birlikteindeki TSK komuta kademesi ile Azerbaycan’da Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Azerbaycan Savunma Bakanı Hasanov, “8 Kasım Zafer Günü” ötürüsıyla Haydar Aliyev Kültür Merkezi’ndeki kutlama programına katıldı.
Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Kin ve nefret üzerine bir gelecek inşa edilemeyeceğini artık her insanın bilmesi lazım. Ermenistan, düşmanlığı bırakıp geleceğe bakmalıdır. Biz bu anlayışla ve üzerimize düşen tarihi sorumluluk gereği bölgemizde barış, huzur ve istikrar için çaba sarf etmeye devam edeceğiz” dedi.
Akar, birlikteinde Genelkurmay Lideri Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Kumandanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Van’daki incelemelerinin akabinde Azerbaycan’a geçti.
Başşehir Bakü’de Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov ve başka yetkililer tarafınca karşılanan Akar ve Kumandanlar, havalimanından Haydar Aliyev Kültür Merkezi’ne geçerek “8 Kasım Zafer Günü” ötürüsıyla düzenlenen kutlama programına katıldı.
Hürmet duruşu ve iki ülke ulusal marşlarının okunmasıyla başlayan merasimde konuşan Akar, bu gurur gününde “can gardaşları” ile bir ortaya gelmekten memnunluğunu söz ederek kelamlarına başladı.
“Sen Azerbaycan Yüreğimde Ateş” şiirinden “Gitmesin Şuşa’ya, Azatlığa har-ı bülbül /
Açmasın laleler topraktayken binlerce gül / İnmesin yükselen bayrak bitsin asırlık zul
Konmaz diğer aşka Azerbaycansız bu gönül” dizelerini okuyan Akar, “Çok şükür, Karabağ bugün özgürdür. Şuşa, Fuzuli, Cebrayıl, Kubadlı, Zengilan, Ağdam, Kelbecer, Laçin bugün özgürdür ve anavatanla kucaklaşmıştır. İşte, Azerbaycan Türkü yaşadığı zorluklar karşısında yılmamış, ‘artık yeter’ diyerek vatanına, hakkına, hukukuna, öz topraklarına sahip çıkmıştır” diye konuştu.
Karabağ’ın özgürleştirilmesinde en büyük hisse sahibi şehitlere rahmet, gazilere acil şifa dileklerini ileten Akar, “Şanlı tarihimizin en müstesna sayfalarına isimlerini yazdıran bu yiğitlerimizin Cenap Prezident Aliyev’in liderliğinde yaptıkları fedakarlık ve kahramanlıkları asla unutulmayacak, sürekli minnet ve şükranla hatırlanacaktır” sözünü kullandı.
“Kahraman Azerbaycan ordusunun kazandığı bu zafer, yalnızca 44 günlük çaba ile değil, 30 yıllık bir ısrarın, inancın ve azmin kararında elde edilmiştir” diyen Akar, şunları söylemiş oldu:
“Bu, yalnızca Ermenistan’a karşı kazanılmış bir zafer de değildir. Bu zafer, bununla birlikte senelerca haksızlığa, hukuksuzluğa göz yumanlara, sessiz kalanlara karşı da en hoş karşılık olmuştur. Her vakit olduğu üzere sevincinizi sevincimiz, sıkıntınızı ıstırabımız bildiğimiz siz can kardeşlerimizin, bu haklı gayretinde de bir daha sizlerle olduk. Milletçe, tüm imkanlarımızla siz can kardeşlerimize takviye vermeye çalıştık. Zira biz birebir kökten ve birebir gövdeden beslenen ulu bir çınarın kısımları üzereyiz, büyük bir milletin evlatlarıyız. Mete’nin, Attila’nın, Kül Tigin’in, Alpaslan’ın, Nizamı-i Gencevi’nin, Nesimi’nin, Fuzuli’nin, Dede Korkut’un torunlarıyız. Bilinmelidir ki tarihi süreçte yaşananlar, Azerbaycan ve Türkiye ortasına maniler khalbuki da dini, lisanı, milliyeti bir olan, tarihi kardeşlik bağlarıyla birbirine bağlı olan iki ülke beşerinin kalplerine asla kilit vuramamıştır, vuramayacaktır.”
“Dün bu biçimdeydi yarın da bu biçimde olacak”
Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde esir düşen Mehmetçiklere Nargin Adası’ndaki esaretleri sırasında Azerbaycanlı kardeşlerinin büyük yardımı olduğunu aktaran Akar, “Nargin’deki esir kampının son derece olumsuz şartlarında hayat çabası veren Mehmetler, Azerbaycan Türklerinin yardımları yardımıyla bir nebze de olsa rahat nefes alabilmişlerdir. 1918’de ise Anadolu’nun da fazlaca güç kaidelerde bulunmasına karşın, Enver Paşa’nın buyruğuyla kurulan Nuri Paşa’nın emir-komutasındaki Kafkas-İslam Ordusunun can kardeşlerimizin yardım çığlığına koşması, kardeşlik ruhumuzun ete, kemiğe bürünmüş halidir” dedi.
Türkiye’nin yaşadığı afet ve acil durumlarda da Azerbaycan halkının tüm imkanlarıyla yardım eli uzattığını hatırlatan Akar, şunları kaydetti.
“Tüm dünya bilmelidir ki, Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği ezelden gelip ebede uzanmaktadır. Dün bu biçimdeydi, bugün bu biçimde, yarın da bu biçimde olacak. Zafer kazanılmıştır lakin uzun yıllar daha sonra Kafkasya’ya huzuru getirecek olan barışın kalıcı olmasını sağlamak için yeni bir gayret başlamıştır. Bu kapsamda Şuşa Beyannamesi geleceğe yanlışsız atılmış kuvvetli bir adımdır. Cenap Prezident Sayın İlham Aliyev ve Sayın Cumhurbaşkanımız gelecek jenerasyonlara barışın miras bırakılması için son derece yapan bir yaklaşım sergilemiş istikrara ve iş birliğine dayalı yeni bir devrin kapısını aralamıştır. Ermenistan yetkililerinin de mevcut siyasetlerini bir kenara bırakıp 6’lı Platform teklifimiz dahil bu tarihi fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz. Kin ve nefret üzerine bir gelecek inşa edilemeyeceğini artık her insanın bilmesi lazım. Ermenistan, düşmanlığı bırakıp geleceğe bakmalıdır. Biz bu anlayışla üzerimize düşen tarihi sorumluluk gereği bölgemizde barış, huzur ve istikrar için uğraş sarf etmeye devam edeceğiz.”
Karabağ sıkıntısında ebediyen Azerbaycan’ın yanında duran Pakistan’a da teşekkür eden Akar, “Tek Vatan Harekatı’na yani Vatan Muharebesi’ne katılan kahramanlarımız başta olmak üzere şu anda karada, denizde ve havada, güçlü arazi ve iklim kurallarında kahramanlık ve fedakarlıkla misyon yapan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarının her birinin alınlarından öpüyorum. Tüm Silah Arkadaşlarıma kazasız, belasız, güzel, başarılı nazaranvler diliyorum” dedi.
Akar kelamlarını “Yaşasın Azerbaycan-Türkiye kardeşliği” diyerek tamamladı.
Azerbaycan Savunma Bakanı Hasanov
Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov da uzun yıllardır işgal altında olan topraklarının bir yıl evvel ulu Azerbaycan ordusu tarafınca kurtarıldığını hatırlattı.
“Vatan Muharebesi’nde kazanılan zafer, Azerbaycan tarihinin en süper sayfalarındandır” diyen Hasanov, Başkomutan İlham Aliyev’in önderliğindeki bu başarılı harekatla ilgili epeyce sayıda tahlilin yapıldığını belirtti.
O süreçte ve daha sonrasında “kardeş Türkiye” tarafınca en yüksek düzeyde gösterilen siyasi ve manevi takviyenin kendilerini daha da pekiştirdiğini tabir eden Hasanov, “Türkiye’nin dayanağı bununla da bitmedi. Muharebe bittiği günden bugüne dek kurtarılan topraklardaki hayata geçirilen büyük faaliyetlere Türkiye yakından iştirak ediyor. Türkiye idaresine ve halkına derin minnettarlığımı bildiriyorum” diye konuştu.
Konuşmaların akabinde program Ulusal Savunma Bakanlığı Armoni Mızıkası, Mehteran Birliği ile sanatkarlar Esat Kabaklı, Zafer Albayrak ve Dünya Tekin’in verdiği konserle devam etti. Sanatkarların yapıtlarına davetliler büyük coşkuyla eşlik etti.
Hibya Haber Ajansı
Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Kin ve nefret üzerine bir gelecek inşa edilemeyeceğini artık her insanın bilmesi lazım. Ermenistan, düşmanlığı bırakıp geleceğe bakmalıdır. Biz bu anlayışla ve üzerimize düşen tarihi sorumluluk gereği bölgemizde barış, huzur ve istikrar için çaba sarf etmeye devam edeceğiz” dedi.
Akar, birlikteinde Genelkurmay Lideri Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Kumandanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Kumandanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Van’daki incelemelerinin akabinde Azerbaycan’a geçti.
Başşehir Bakü’de Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov ve başka yetkililer tarafınca karşılanan Akar ve Kumandanlar, havalimanından Haydar Aliyev Kültür Merkezi’ne geçerek “8 Kasım Zafer Günü” ötürüsıyla düzenlenen kutlama programına katıldı.
Hürmet duruşu ve iki ülke ulusal marşlarının okunmasıyla başlayan merasimde konuşan Akar, bu gurur gününde “can gardaşları” ile bir ortaya gelmekten memnunluğunu söz ederek kelamlarına başladı.
“Sen Azerbaycan Yüreğimde Ateş” şiirinden “Gitmesin Şuşa’ya, Azatlığa har-ı bülbül /
Açmasın laleler topraktayken binlerce gül / İnmesin yükselen bayrak bitsin asırlık zul
Konmaz diğer aşka Azerbaycansız bu gönül” dizelerini okuyan Akar, “Çok şükür, Karabağ bugün özgürdür. Şuşa, Fuzuli, Cebrayıl, Kubadlı, Zengilan, Ağdam, Kelbecer, Laçin bugün özgürdür ve anavatanla kucaklaşmıştır. İşte, Azerbaycan Türkü yaşadığı zorluklar karşısında yılmamış, ‘artık yeter’ diyerek vatanına, hakkına, hukukuna, öz topraklarına sahip çıkmıştır” diye konuştu.
Karabağ’ın özgürleştirilmesinde en büyük hisse sahibi şehitlere rahmet, gazilere acil şifa dileklerini ileten Akar, “Şanlı tarihimizin en müstesna sayfalarına isimlerini yazdıran bu yiğitlerimizin Cenap Prezident Aliyev’in liderliğinde yaptıkları fedakarlık ve kahramanlıkları asla unutulmayacak, sürekli minnet ve şükranla hatırlanacaktır” sözünü kullandı.
“Kahraman Azerbaycan ordusunun kazandığı bu zafer, yalnızca 44 günlük çaba ile değil, 30 yıllık bir ısrarın, inancın ve azmin kararında elde edilmiştir” diyen Akar, şunları söylemiş oldu:
“Bu, yalnızca Ermenistan’a karşı kazanılmış bir zafer de değildir. Bu zafer, bununla birlikte senelerca haksızlığa, hukuksuzluğa göz yumanlara, sessiz kalanlara karşı da en hoş karşılık olmuştur. Her vakit olduğu üzere sevincinizi sevincimiz, sıkıntınızı ıstırabımız bildiğimiz siz can kardeşlerimizin, bu haklı gayretinde de bir daha sizlerle olduk. Milletçe, tüm imkanlarımızla siz can kardeşlerimize takviye vermeye çalıştık. Zira biz birebir kökten ve birebir gövdeden beslenen ulu bir çınarın kısımları üzereyiz, büyük bir milletin evlatlarıyız. Mete’nin, Attila’nın, Kül Tigin’in, Alpaslan’ın, Nizamı-i Gencevi’nin, Nesimi’nin, Fuzuli’nin, Dede Korkut’un torunlarıyız. Bilinmelidir ki tarihi süreçte yaşananlar, Azerbaycan ve Türkiye ortasına maniler khalbuki da dini, lisanı, milliyeti bir olan, tarihi kardeşlik bağlarıyla birbirine bağlı olan iki ülke beşerinin kalplerine asla kilit vuramamıştır, vuramayacaktır.”
“Dün bu biçimdeydi yarın da bu biçimde olacak”
Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde esir düşen Mehmetçiklere Nargin Adası’ndaki esaretleri sırasında Azerbaycanlı kardeşlerinin büyük yardımı olduğunu aktaran Akar, “Nargin’deki esir kampının son derece olumsuz şartlarında hayat çabası veren Mehmetler, Azerbaycan Türklerinin yardımları yardımıyla bir nebze de olsa rahat nefes alabilmişlerdir. 1918’de ise Anadolu’nun da fazlaca güç kaidelerde bulunmasına karşın, Enver Paşa’nın buyruğuyla kurulan Nuri Paşa’nın emir-komutasındaki Kafkas-İslam Ordusunun can kardeşlerimizin yardım çığlığına koşması, kardeşlik ruhumuzun ete, kemiğe bürünmüş halidir” dedi.
Türkiye’nin yaşadığı afet ve acil durumlarda da Azerbaycan halkının tüm imkanlarıyla yardım eli uzattığını hatırlatan Akar, şunları kaydetti.
“Tüm dünya bilmelidir ki, Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği ezelden gelip ebede uzanmaktadır. Dün bu biçimdeydi, bugün bu biçimde, yarın da bu biçimde olacak. Zafer kazanılmıştır lakin uzun yıllar daha sonra Kafkasya’ya huzuru getirecek olan barışın kalıcı olmasını sağlamak için yeni bir gayret başlamıştır. Bu kapsamda Şuşa Beyannamesi geleceğe yanlışsız atılmış kuvvetli bir adımdır. Cenap Prezident Sayın İlham Aliyev ve Sayın Cumhurbaşkanımız gelecek jenerasyonlara barışın miras bırakılması için son derece yapan bir yaklaşım sergilemiş istikrara ve iş birliğine dayalı yeni bir devrin kapısını aralamıştır. Ermenistan yetkililerinin de mevcut siyasetlerini bir kenara bırakıp 6’lı Platform teklifimiz dahil bu tarihi fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz. Kin ve nefret üzerine bir gelecek inşa edilemeyeceğini artık her insanın bilmesi lazım. Ermenistan, düşmanlığı bırakıp geleceğe bakmalıdır. Biz bu anlayışla üzerimize düşen tarihi sorumluluk gereği bölgemizde barış, huzur ve istikrar için uğraş sarf etmeye devam edeceğiz.”
Karabağ sıkıntısında ebediyen Azerbaycan’ın yanında duran Pakistan’a da teşekkür eden Akar, “Tek Vatan Harekatı’na yani Vatan Muharebesi’ne katılan kahramanlarımız başta olmak üzere şu anda karada, denizde ve havada, güçlü arazi ve iklim kurallarında kahramanlık ve fedakarlıkla misyon yapan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarının her birinin alınlarından öpüyorum. Tüm Silah Arkadaşlarıma kazasız, belasız, güzel, başarılı nazaranvler diliyorum” dedi.
Akar kelamlarını “Yaşasın Azerbaycan-Türkiye kardeşliği” diyerek tamamladı.
Azerbaycan Savunma Bakanı Hasanov
Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov da uzun yıllardır işgal altında olan topraklarının bir yıl evvel ulu Azerbaycan ordusu tarafınca kurtarıldığını hatırlattı.
“Vatan Muharebesi’nde kazanılan zafer, Azerbaycan tarihinin en süper sayfalarındandır” diyen Hasanov, Başkomutan İlham Aliyev’in önderliğindeki bu başarılı harekatla ilgili epeyce sayıda tahlilin yapıldığını belirtti.
O süreçte ve daha sonrasında “kardeş Türkiye” tarafınca en yüksek düzeyde gösterilen siyasi ve manevi takviyenin kendilerini daha da pekiştirdiğini tabir eden Hasanov, “Türkiye’nin dayanağı bununla da bitmedi. Muharebe bittiği günden bugüne dek kurtarılan topraklardaki hayata geçirilen büyük faaliyetlere Türkiye yakından iştirak ediyor. Türkiye idaresine ve halkına derin minnettarlığımı bildiriyorum” diye konuştu.
Konuşmaların akabinde program Ulusal Savunma Bakanlığı Armoni Mızıkası, Mehteran Birliği ile sanatkarlar Esat Kabaklı, Zafer Albayrak ve Dünya Tekin’in verdiği konserle devam etti. Sanatkarların yapıtlarına davetliler büyük coşkuyla eşlik etti.
Hibya Haber Ajansı