Oxford Dictionary kaç sayfa ?

Berk

New member
Oxford Dictionary: Bir Kitabın Ardındaki Hikâye

Dün akşam, bir arkadaşım bana sıradan bir soru sordu: “Oxford Dictionary kaç sayfa?” İlk başta çok basit bir soru gibi geldi, ama sonra kendimi cevaplamak için saatlerce araştırırken buldum. Hatta bir süre sonra, Oxford Dictionary’nin sadece sayfa sayısını değil, aslında bir dilin, bir kültürün, hatta insan zihninin nasıl evrildiğini düşündüm. Bu hikâye, bir kelimenin arkasında yatan yolculuğu, onu şekillendiren toplumları ve insanları keşfedecek. Belki de siz de benim gibi, bu sorunun ardında yatan büyük resmi görmeye başlarsınız.

Hikâyenin Başlangıcı: Kelimeler, Kısacık Bir Hayat Gibi

Bir zamanlar, çok eski bir köyde yaşayan Mary adında bir kadın vardı. Her gün, sabahın erken saatlerinde, köyün tek kütüphanesine giderdi. Mary, tarih kitapları ve romanlar arasında kaybolmayı sevse de, en çok sevdiği şey, kelimelerdir. Her kelime, bir anlam, bir yaşam taşırdı. Hangi kelimenin hangi anlamı taşıyacağını bilmek, dünyayı anlamanın bir yoluydu. Mary, dilin gücüne ve her kelimenin ardındaki insan hikâyesine inanıyordu.

Bir gün, Oxford Dictionary’nin yeni baskısının yayımlandığını öğrendi. “Bütün kelimeler bir araya nasıl sığabilir ki?” diye düşündü. O kadar sayfa olmalıydı ki… Ama sayfa sayısı ne kadar olursa olsun, her birinin hayatı anlatan bir anlamı vardı.

Kelimelerle Strateji: John’un Bakış Açısı

John, Mary’nin eski arkadaşıydı. Her ne kadar aralarında derin bir bağ olsa da, John her zaman çok farklı bir bakış açısına sahipti. John, dünya üzerinde her şeyin bir çözümü olduğuna inanır, her şeyin bir strateji ile halledilebileceğini düşünürdü. Kelimeler de dahil! Bir gün, Mary ona Oxford Dictionary'nin sayfa sayısını sorunca, John'un aklına hemen çözüm odaklı bir yaklaşım geldi.

“Tabii ki öğrenebilirim,” dedi John, “Bu soruyu anlamak için bir strateji oluşturmalıyız! Oxford Dictionary’nin toplam sayfa sayısını bulmak için eski baskıları incelememiz gerekebilir. Ayrıca, her kelimeye ne kadar yer ayrıldığını, hatta ilk baskılarla son baskalar arasındaki farkları bilmek de çok önemli. Düşünsene, kelimeler nasıl evriliyor? Sayfa sayısının artması, daha fazla kelimeyi ve bunların tarihsel evrimini gösteriyor.”

John’un yaklaşımı, işin pratik tarafına odaklanıyordu. “Bir strateji kurmalıyız,” diyerek, işin detaylarına inmeyi önerdi. Mary, onun bu yaklaşımını dikkatle dinlerken, bir yandan da düşündü: “Ama ya kelimeler arasında insanlar varsa? Her birinin bir hikâyesi, bir geçmişi?”

Empati ve İlişkiler: Mary’nin Bakış Açısı

Mary, bu soruyu biraz daha farklı bir açıdan düşünüyordu. Kelimelere bakarken, yalnızca anlamlarına değil, o kelimelerin her birinin bir insanın hayatında, bir toplumda nasıl bir iz bıraktığına da odaklanıyordu. Bir kelime, sadece bir tanım değil, aynı zamanda bir geçmişin, bir kültürün yansımasıydı. Ona göre, Oxford Dictionary’nin her bir sayfası, insanların birbirleriyle iletişim kurma çabalarından, tarihin çeşitli dönüm noktalarına kadar bir yolculuğu anlatıyordu.

John, sayfa sayısını öğrenmek için harita çıkarmayı düşünürken, Mary dilin evriminde bir insanın kalbini hissetmek istiyordu. Oxford Dictionary’nin sayfalarına baktıkça, her kelimenin bir toplumu, bir duyguyu ya da bir düşünceyi nasıl değiştirdiğini hayal etti. "Kelimeler, yalnızca anlamlarıyla değil, bir yaşam biçimiyle gelirler," diye düşündü. "İngilizce’nin gelişimi, bir ulusun, bir milletin düşünce tarzını, geçmişte yaşadıklarını, acılarını ve sevinçlerini anlatan bir hikâyedir."

Kelimelerin Tarihçesi: Toplumsal Yansıma

Oxford Dictionary’nin sayfa sayısını öğrenmek bir yana, gerçek soru şuydu: Bu kelimeler nereden geliyor? Bir dilin evrimi, yalnızca kültürel ve toplumsal olaylarla şekillenen bir süreçtir. John ve Mary, bu soruyu yanıtlamak için eski dilbilim kitaplarına göz atmaya başladılar. Dil, sadece iletişimi değil, aynı zamanda toplumun değerlerini, ihtiyaçlarını ve değişimini de yansıtır.

Mesela, 15. yüzyılda "impact" kelimesi yaygınlaşırken, dönemin sosyal ve askeri yapıları, insanların iletişim biçimlerini büyük ölçüde etkiliyordu. Bu, kelimelerin toplumsal bir değişimi yansıttığını gösteriyordu. Bir kelime, bir dönemin ya da bir kültürün “etkisini” anlatıyordu.

Oxford Dictionary ve Bugünün Toplumu

John ve Mary’nin keşfi, Oxford Dictionary’nin bir kitap olmaktan çok daha fazlası olduğunu fark etmelerini sağladı. O, yalnızca bir dil kaynağı değil, aynı zamanda bir toplumun ruhunun yansımasıydı. Sayfa sayısı ne olursa olsun, her bir sayfa bir hikâyedir; kelimeler, yalnızca dilin taşıyıcıları değil, insanlar arasındaki ilişkileri de şekillendirir.

John, kitabı fiziksel olarak çözümleyerek sayfa sayısını bulmaya çalışırken, Mary, kelimelerin gücünü düşündü. Kelimeler sadece bir dilin öğeleri değil, insanları birbirine bağlayan köprülerdir. Belki de bir kelimenin ardında duran anlam, o kelimenin sayfa sayısından çok daha büyüktür.

Sonuç: Kelimeler, Sayfalar ve İnsanlık

Sonunda, John ve Mary, Oxford Dictionary'nin toplamda 2000 sayfadan fazla olduğunu öğrendiler. Ancak bu sayfa sayısı, kitabın gerçek büyüklüğünü yansıtmaz. Kitapta yer alan her kelime, bir insanın hayatında bir yer işgal ediyor. Her bir kelime, bir zaman diliminde bir anlam taşıyor. Ve belki de bu, dilin gerçek gücüdür: Sayfalar, aslında insanlık tarihini anlatan bir yansıma olarak ortaya çıkar.

Peki, sizce kelimeler bizim kim olduğumuzu nasıl şekillendiriyor? Oxford Dictionary gibi büyük eserler, bir dilin evrimini tam olarak yansıtabilir mi? Bu sorulara nasıl cevap verirsiniz? Hadi, düşüncelerinizi paylaşın!