‘Aydınlıkevler’, Serdar Biliş’in idaresinde Demet Akbağ, Salih Bademci, Burak Dakak ve Sinem Ünsal grubuyla sahnelenecek. Birinci oyun 26 Mart Cumartesi Saat 21.00’de, ikinci oyun ise 27 Mart Pazar saat 17.00’de seyirci karşısına çıkacak.
Salih Bademci, oyunculuğu seçmesinde en büyük etkenlerden birinin, çocukluk ve gençlik günlerinin geçtiği İzmir’de kapalı gişe oynayan BKM oyunları olduğunu söylemiş oldu.
‘DEMET AKBAĞ İLE OYNAMAK HAYALİMDİ’
Bademci, konservatuvar için İstanbul’a geldiği devirden beri en büyük hayallerinden birinin Demet Akbağ ile tıpkı sahneyi paylaşmak olduğunu söylemiş oldu.
İzleyiciyi 70’li yılların atmosferi ile soğuk Ankara gecelerine taşıyacak olan ‘Aydınlıkevler’, bir yandan da dünyanın rastgele bir yerinde rastgele bir mahallede, rastgele bir babaanne ile torunun hayatından, vakitsiz fakat ‘her vakte ait’ bir öykü anlatacak.
OYUNUN KONUSU
Zühre, Ankara’da torunu Ayhan’ın lisede okuması için vaktin ve aile bütçesinin yoklukları ile uğraş etmektedir. Mahallenin ressamı Süreyya ise, mahallenin hoşu Sülün’e kara sevdalıdır. ABD’nin ambargosu altındaki ülkenin, bu küçük mahallesindeki inşaat alanı bir gün bir duvar ile örülür. Akabinde, mahallede camlardan içeri birer kurşun üzere küçük toplar girmeye başlar. Ve olaylar, Zühre’nin Amerika’ya savaş açmasına kadar uzanır. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)
Salih Bademci, oyunculuğu seçmesinde en büyük etkenlerden birinin, çocukluk ve gençlik günlerinin geçtiği İzmir’de kapalı gişe oynayan BKM oyunları olduğunu söylemiş oldu.
‘DEMET AKBAĞ İLE OYNAMAK HAYALİMDİ’
Bademci, konservatuvar için İstanbul’a geldiği devirden beri en büyük hayallerinden birinin Demet Akbağ ile tıpkı sahneyi paylaşmak olduğunu söylemiş oldu.
İzleyiciyi 70’li yılların atmosferi ile soğuk Ankara gecelerine taşıyacak olan ‘Aydınlıkevler’, bir yandan da dünyanın rastgele bir yerinde rastgele bir mahallede, rastgele bir babaanne ile torunun hayatından, vakitsiz fakat ‘her vakte ait’ bir öykü anlatacak.
OYUNUN KONUSU
Zühre, Ankara’da torunu Ayhan’ın lisede okuması için vaktin ve aile bütçesinin yoklukları ile uğraş etmektedir. Mahallenin ressamı Süreyya ise, mahallenin hoşu Sülün’e kara sevdalıdır. ABD’nin ambargosu altındaki ülkenin, bu küçük mahallesindeki inşaat alanı bir gün bir duvar ile örülür. Akabinde, mahallede camlardan içeri birer kurşun üzere küçük toplar girmeye başlar. Ve olaylar, Zühre’nin Amerika’ya savaş açmasına kadar uzanır. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)