Vakit İçinde Müzik: Ambrosius Ezgisi

Captain123

Global Mod
Global Mod
Konutun İlyasoğlu

Orta Çağ, Hıristiyanlığın gelişme senelerından 15. yüzyıl başlarına dek tesirini sürdüren geniş bir devri kapsar. Bu devrin Karanlık Çağ olarak da anılması, kilisenin bağnaz egemenliğinde, dünyasal zevklerden mahrum bırakılmış, araştırma, keşfetme, kendini ve etrafını tanıma özgürlüğü elinden alınmış insanın, yalnız mevtten daha sonrasına hazırlık yapması gereken kutsal bir ortama güdümlenmiş olmasındandır. Orta Çağ, bin yılı aşkın bir süre, Antik Çağ’la Rönesans’ın ortasına girmiş ve müziğin sürekliliğini kesmiştir. Hıristiyan Katolik Kilisesi’nin birinci papazları, kilise içine çalgısal müziğin girmesini yasaklarlar. Birinci Çağ’a ilişkin müzik, putperestliği ve dünyasal zevkleri çağrıştırmaktadır. Çalgılar, danslara eşlik emeliyle kullanılmıştır. halbuki kilisede en kutsal çalgı insanın kendi sesi olmalıdır. Müzik; teksesli, kutsal Allah’a adanmış, duaları kolay ezberletmeye yarayan, ayinlere tılsımlı bir ortam katan araçtır. bu biçimdece kendilerindilk evvelki müziği yasaklayıp, var olan nota gibisi evrakları de yok eden Orta Çağ papazları, yüzseneler boyunca müzik sanatını kilise koroları ve teksesli ilahilerle kendi egemenlikleri altında tutmuşlardır.

Dokümanlara bakılırsa Antik Çağ’la, Erken Orta Çağ (Hıristiyanlıktan öncesi ve Hıristiyanlığın birinci yüzsenelerı) içindeki müziğin benzeri özellikleri şunlardır: Her ikisi de yalnız melodi çizgisinden oluşan, teksesli yapıdadır. Her ikisi de muhakkak bir metne dayalı (Antik Çağ’da şiir ya da tiyatroya; Ortaçağ’da İncil’e) ve büyük ölçüde doğaçlamadan yararlanarak çalınıp söylenirler. Antik Çağ’dan Orta Çağ’a aktarılan bir öteki karakteristik durum da müzik sanatının tabiat dizgelerine ait özellikleriyle insan niyet ve davranışındaki etkinliğidir.

Hıristiyanların Erken Orta Çağ’daki birinci ayinleri, Mezopotamya’dan ve İbrani geleneğinden kaynaklanan antifon tekniğini stantlar. Antifonal seslendiride iki koro yer alır; ikinci koro ezgiyi bir oktav üstten bir dahaler. Küçük Asya’da, Asurlulardan kaynaklanan ilahi okuma formu Bizans ve Milano yoluyla tüm Avrupa ve Afrika’ya yayılmıştır. Elimizdeki en eski ilahi dokümanı Mısır’da bulunmuş 3. yüzyıldan kalma bir papirüstür. Bu nota gibisi dokümanda kelam Eski Yunanca olduğu biçimde, melodinin Doğu kökenli olduğu ileri sürülmektedir.

BİZANS EZGİLERİ

Doğu’daki Hıristiyan kiliselerinde mutlak bir idare birliği kurulamadığından, her biri kendine göre başka merasim biçimleri geliştirmiştir. Bizans İmparatorluğu 324’te Konstantin tarafınca kurulmuş; 330 yılında Birleşik Roma İmparatorluğu’nun başşehri ilan edilmiş ve 395 yılındaki bölünmeden daha sonra Doğu Roma İmparatorluğu’nun başşehri olarak Türklerin 1453’te İstanbul’u fethine kadar 1000 yıl egemenliğini sürdürmüştür.

Bizans ayin müziği I. Justinyen’in 527’de taç giymesiyle yerleşik bir geleneğe kavuşur. Bizans ezgileri tek sesli, makamsal ve bağımsız ritimlerle donanmıştır. Bu ezgiler, Ortodoks Yunan, Rus ve Doğu Ortodoks kiliselerindeki müziğin temelidir. Nota simgeleri yerine, ses seviyesini gösteren işaretler kullanılmıştır. Evvelce kiliseye yalnız org girmesine müsaade varken, daha sonradan Noel gecelerinde, üfleme ve vurmalı çalgıların da kullanıldığı belgelenmiştir.

AMBROSİUS EZGİSİ

Hıristiyanlığın birinci üç yüz yılında Batı’ya aktarılan ezgiler, tümüyle Doğu müziği özellikleriyle bezelidir: İbranilerin sinagog merasimleriyle Yunan modları, birinci yalın ezgilerin (plain-chant/plain song) temelini oluşturur. Meliz-matik (tek hecede epey nota) usulle oluşan pasajlar doğaçlamaya açık kapı bırakırken, yarım ve çeyrek ses aralıklı Doğu makamları, ezgilerin temelidir. 4. yüzyıla dek ezgilerin hiç bir gelişme göstermediği, saflığını koruduğu saptanmıştır. İ.S. 325’te Konstantin, Hıristiyanlığı Roma’nın resmi dini olarak tanıyınca dinî merasimlerde, ayinlerde Yunanca yerine Latince kullanılmaya başlanır.

4. yüzyılda Milano Başpiskoposu Aziz Ambrosius (340-397), Katolik ilahilerinin düzenlenmesinde Bizans ve İbrani geleneğindeki tekniklerle halk ezgilerini harmanlamıştır. Bizans ilahilerindeki Eski Yunan modlarına dayalı yapıyı, İbrani geleneğindeki antifonal müzik söyleme yoluyla birleştirir. Anti (karşı) ve phone (ses) sözcüklerinin birleşiminden oluşan antifon prosedüründe, iki başka koronun karşılıklı ve dönüşümlü olarak müzik söylemesi ayinin tesir gücünü artırmaktadır. Aziz Ambrosius bu biçimdece, Katolik Kilisesi’nin sistemli ilahi okuma sistemini kurmuş olur.


Yorumlayan: In Dulci Jubilo Korosu / Şef: Alberto Turco