Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi’nde konuştu.
Bakan Nebati’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
Aynı ekonomik siyaset her ülkede tıpkı kararı doğurmuyor. Her ülkenin kültürü, kurumsal altyapısı, coğrafik pozisyonu üzere birfazlaca konuda özgün istikametleri vardır. Ortodoks iktisat siyasetleri gelişmekte olan birfazlaca ülkede büyük krizlerle neticelenmiştir. Milletlerarası ödemelerde problemler yaşanmıştır. 90’lı senelerla birlikte küresel ölçekte etkileşimin artarak sermaye akımlarının artması gelişmekte olan ülkeler için yeni fırsatlar sunarken, yeni kriz riskleriyle de karşı karşıya getirmiştir. Gelişmekte olan bir fazlaca ülke 90’lı senelerda peş peşe kriz hayatıştır.
2008 finansal krizi AB ülkelerinde borç krizine dönüşerek uzun periyodik tesirde bulunmuştur. Bu krize tahlil arayışı çerçevesinde birtakım gelişmiş ülkeler örtülü olarak liberal siyasetlerden uzaklaşma eğilimi sergilediler. Örtülü müdafaacı eğilimler ABD’de Trump devrinde daha besbelli hale geldi. Covid-19 pandemisi uygulamada esaslı değişikliklerin kapısını aralayan tarihi dönüm noktası olarak ortaya çıktı. Global tedarik zincirlerinde önemli sıkıntılara yol açmıştır. Pandemi sürecinde neredeyse tüm ülkeler genişleyici para siyasetleri uygulamıştır.
Türkiye stratejik lokasyonu ve birfazlaca rekabetçi avantajıyla kıymetli alternatif tedarikçi ülkelerden biri olarak öne çıkmıştır. Krizin ortaya çıkardığı fırsatlar tehditlerden daha ağır basmaktadır.
Ekonomide heterodoks siyaset yaklaşımını benimsedik. Türkiye iktisat modelinin temel maksadı iktisadın sürdürülebilir büyüme siyasetine girmesini sağlamak, uzun vadede ise orta gelir tuzağını aşmaktır. 1990’larda yıllar kaybeden ülkemiz bir istikrar oluşturdu. Modelin başarısı için maliye siyasetinin tek başına kâfi olmayacağı, para siyasetinin da destekleyici olması açıktır. Kimi kesitlerden önyargılı tenkitler alsa da memleketler arası iktisat etraflarının ilgisini çekmeye başlamıştır.
“YENİ MODELLE BİR ÜST DÜZEYE ÇIKACAĞIZ”
Yeni iktisat modeli ile bir üst düzeye çıkacağız. Modelimizin en kıymetli sacayağı TL’ye inancın artması. Türkiye yüksek büyüme performansını birinci iki çeyrekte sürdürmeye devam etti. 2020 yılında azalan ihracatımız da 2021’de yüzde 32,8 artışla dünya ortalamasının çok üzerine çıktı. Bu yıl yüzde 18,3’le kuvvetli biçimde artmaya devam ediyor. Bu yıın 7 ayında 613 bin kişilik yeni istihdam artışı sağlandı. Modelimizin temel hedeflerinden biri cari açık sıkıntısını kalıcı olarak çözmektir. Güç meblağları kaynaklı olarak cari açıktaki seyrin süreksiz olduğuna, düzeleceğine inanıyoruz.
“EN DEĞERLİ SORUN ENFLASYON”
Hali hazırdaki en kıymetli sorun tüm dünyanın çaba ettiği enflasyondur. Güç ve öteki emtia fiyatlarındaki süratli yükselişler, lojistik maliyetlerindeki artışlar, besin fiyatlarındaki yükselişler üzere dışsal faktörler Türkiye’de de enflasyonunn temel niçinleri durumundadır. Döviz kurundaki artış ve atalet de enflasyon üzerinde tesirli oldu. Şayet yeni modeli uygulamaya almasaydık bugün enflasyonla birlikte sakinlik ve birfazlaca sıkıntıyla yüz yüze kalacaktık. Enflasyon sorunu büyük ölçüde arz ve maliyet kaynaklıdır.
“TÜRKİYE MODELİ ÖRNEK OLACAK”
Tüm ülkelere uygulanacak genel geçer siyaset seti kelam konusu olamaz. Türkiye birilerinin dayattığı anlayışla hareket etmek zorunda değildir. Ortaya koyduğumuz argümanlar Türkiye gerçekliğiyle örtüşüyor. Türkiye modeli örnek olacak. Yerli üretimi ön plana çıkarak stratejik dalları desteklemek ve ihracatı artırarak orta gelir tuzağını aşmayı hedefliyoruz. Bu bizim evvelarimizden bir tanesi. Bu adımı atma kararlılığımız ülkemizin stratejik muhtaçlıkları doğrultusundadır.
“BAKANLIK BÜNYESİNDE AKADEMİ KURUYORUZ”
Bakanlığımız bünyesinde Hazine ve Maliye Akademisi Başkanlığı’nı kuruyoruz. Bir yandan bilgi üretimi yapılırken, üniversite ve STK’larla gerçekleşecek projelerle bilgi ve tecrübe paylaşımına imkan sağlayacağız.
Bakan Nebati’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu biçimde:
Aynı ekonomik siyaset her ülkede tıpkı kararı doğurmuyor. Her ülkenin kültürü, kurumsal altyapısı, coğrafik pozisyonu üzere birfazlaca konuda özgün istikametleri vardır. Ortodoks iktisat siyasetleri gelişmekte olan birfazlaca ülkede büyük krizlerle neticelenmiştir. Milletlerarası ödemelerde problemler yaşanmıştır. 90’lı senelerla birlikte küresel ölçekte etkileşimin artarak sermaye akımlarının artması gelişmekte olan ülkeler için yeni fırsatlar sunarken, yeni kriz riskleriyle de karşı karşıya getirmiştir. Gelişmekte olan bir fazlaca ülke 90’lı senelerda peş peşe kriz hayatıştır.
2008 finansal krizi AB ülkelerinde borç krizine dönüşerek uzun periyodik tesirde bulunmuştur. Bu krize tahlil arayışı çerçevesinde birtakım gelişmiş ülkeler örtülü olarak liberal siyasetlerden uzaklaşma eğilimi sergilediler. Örtülü müdafaacı eğilimler ABD’de Trump devrinde daha besbelli hale geldi. Covid-19 pandemisi uygulamada esaslı değişikliklerin kapısını aralayan tarihi dönüm noktası olarak ortaya çıktı. Global tedarik zincirlerinde önemli sıkıntılara yol açmıştır. Pandemi sürecinde neredeyse tüm ülkeler genişleyici para siyasetleri uygulamıştır.
Türkiye stratejik lokasyonu ve birfazlaca rekabetçi avantajıyla kıymetli alternatif tedarikçi ülkelerden biri olarak öne çıkmıştır. Krizin ortaya çıkardığı fırsatlar tehditlerden daha ağır basmaktadır.
Ekonomide heterodoks siyaset yaklaşımını benimsedik. Türkiye iktisat modelinin temel maksadı iktisadın sürdürülebilir büyüme siyasetine girmesini sağlamak, uzun vadede ise orta gelir tuzağını aşmaktır. 1990’larda yıllar kaybeden ülkemiz bir istikrar oluşturdu. Modelin başarısı için maliye siyasetinin tek başına kâfi olmayacağı, para siyasetinin da destekleyici olması açıktır. Kimi kesitlerden önyargılı tenkitler alsa da memleketler arası iktisat etraflarının ilgisini çekmeye başlamıştır.
“YENİ MODELLE BİR ÜST DÜZEYE ÇIKACAĞIZ”
Yeni iktisat modeli ile bir üst düzeye çıkacağız. Modelimizin en kıymetli sacayağı TL’ye inancın artması. Türkiye yüksek büyüme performansını birinci iki çeyrekte sürdürmeye devam etti. 2020 yılında azalan ihracatımız da 2021’de yüzde 32,8 artışla dünya ortalamasının çok üzerine çıktı. Bu yıl yüzde 18,3’le kuvvetli biçimde artmaya devam ediyor. Bu yıın 7 ayında 613 bin kişilik yeni istihdam artışı sağlandı. Modelimizin temel hedeflerinden biri cari açık sıkıntısını kalıcı olarak çözmektir. Güç meblağları kaynaklı olarak cari açıktaki seyrin süreksiz olduğuna, düzeleceğine inanıyoruz.
“EN DEĞERLİ SORUN ENFLASYON”
Hali hazırdaki en kıymetli sorun tüm dünyanın çaba ettiği enflasyondur. Güç ve öteki emtia fiyatlarındaki süratli yükselişler, lojistik maliyetlerindeki artışlar, besin fiyatlarındaki yükselişler üzere dışsal faktörler Türkiye’de de enflasyonunn temel niçinleri durumundadır. Döviz kurundaki artış ve atalet de enflasyon üzerinde tesirli oldu. Şayet yeni modeli uygulamaya almasaydık bugün enflasyonla birlikte sakinlik ve birfazlaca sıkıntıyla yüz yüze kalacaktık. Enflasyon sorunu büyük ölçüde arz ve maliyet kaynaklıdır.
“TÜRKİYE MODELİ ÖRNEK OLACAK”
Tüm ülkelere uygulanacak genel geçer siyaset seti kelam konusu olamaz. Türkiye birilerinin dayattığı anlayışla hareket etmek zorunda değildir. Ortaya koyduğumuz argümanlar Türkiye gerçekliğiyle örtüşüyor. Türkiye modeli örnek olacak. Yerli üretimi ön plana çıkarak stratejik dalları desteklemek ve ihracatı artırarak orta gelir tuzağını aşmayı hedefliyoruz. Bu bizim evvelarimizden bir tanesi. Bu adımı atma kararlılığımız ülkemizin stratejik muhtaçlıkları doğrultusundadır.
“BAKANLIK BÜNYESİNDE AKADEMİ KURUYORUZ”
Bakanlığımız bünyesinde Hazine ve Maliye Akademisi Başkanlığı’nı kuruyoruz. Bir yandan bilgi üretimi yapılırken, üniversite ve STK’larla gerçekleşecek projelerle bilgi ve tecrübe paylaşımına imkan sağlayacağız.