Ilayda
New member
Boyunda Eğrilik Neden Olur? Forumdaşlar, Kafa Eğik Mi Gidiyoruz!
Selam dostlar!
Sabah aynaya baktım, bir de ne göreyim: Boynum sağa doğru hafif meyilli, sanki yıllardır birine “anladım abi, sen haklısın” der gibi durmuşum! Dedim ki kendi kendime, “Bu nedir? Hayat mı beni yamulttu, yoksa yastık mı bana küstü?”
Ve tabii dedim ki, bu konuyu forumda paylaşmazsam boynum daha da eğrilir!
Gelin, “boyun eğriliği” denen bu gizemli olayın hem tıbbi hem psikolojik hem de evlilik sonrası travmatik nedenlerine birlikte bakalım!
---
1. Yastık: Masum Görünümlü Boyun Katili
Arkadaşlar, şu ortopedik yastık diye pazarlanan şeyler var ya... Vallahi bazısı ortopediden ziyade ortalama bir Orta Çağ işkence aleti gibi!
Bir erkek arkadaşım geçenlerde yeni bir “memory foam” yastık aldı. Diyor ki, “Kanka, bu yastık vücut şeklini alıyor.”
Dedim, “Kardeşim dikkat et, senin değil de sen onun şeklini alırsan işte o zaman boyun gider!”
Bir sabah uyanmış, kafası yastığın içinde 45 dereceyle sıkışmış, bir de gülüyor: “Bak, şeklimi almış!”
Yastıklar, dostlar, sinsi yaratıklar. Güzel bir gece uykusu sonrası bile seni “Of boynum tutuldu!” cümlesine götürebilir.
---
2. Cep Telefonu Sendromu: Aşağı Bakmaktan Hayat Kaçıyor
Kadınlar genelde “boynum ağrıyor” deyince, erkekler hemen “bir egzersiz videosu bulayım” der.
Kadınlarsa “kız, sen de hep telefona bakıyorsun, ondan!” diye empatik bir teşhis koyar.
Ama realite şu: Biz bu telefonlara o kadar bakıyoruz ki, boyun “ben gidiyorum arkadaşlar” deyip yana doğru bir rota çiziyor.
Boyun kasları, sürekli aşağı eğilmekten adeta “akıllı telefon mağduru” olmuş durumda.
Bir erkek forumdaş hemen yazar: “Abi çözümü kolay, telefonu göz hizasında tutacaksın.”
Kadın forumdaş da cevap verir: “Tamam da, göz hizasında tutarsak o zaman da kollar tutulur be abi!”
Ve işte böylece, çözüm ararken hepimiz “boyun mu gitsin, kol mu gitsin?” dilemmasında kalıyoruz.
---
3. Duygusal Eğrilik: Aşktan Yamulan Boyunlar
İtiraf edin, birine uzun süre başınızı yana eğip “canım yaaa” derken yakalandınız mı hiç?
İşte o masum gibi duran baş eğmeleri, yıllar içinde “kalıcı sempati pozisyonu”na dönüşebiliyor.
Bir erkek arkadaş, sevgilisine bakarken boynunu hep sola eğmiş. Şimdi 5 yıl sonra da habire o tarafa dönüyor.
Doktor “Kas dengesizliği var” diyor ama biz biliyoruz, o aşk dengesizliği!
Kadın forumdaşlar hemen anlar: “O kadar sevmiş ki, boynu bile sadakatten şekil almış.”
Erkek forumdaşsa direkt pratiğe döner: “Abi o zaman barfiks çek, kasları dengelersin.”
İşte fark burada! Kadın duygusal yaklaşır, erkek mekanik çözer. Sonuç? Boyun hâlâ yamuk ama ilişki dengede.
---
4. Ofis Sendromu: Bilgisayar Başında Yamulan Nesil
Hepimiz o ofis sandalyelerinde, laptopa bakarken sanki Titanic’in batışını izliyormuşuz gibi duruyoruz.
Bir omuz aşağı, baş hafif yana, sırt eğik… Sonra eve gidince “ya bu boyun niye ağrıyor?” diye soruyoruz.
Bir erkek forumdaş hemen gelir: “Abi monitör hizasını ayarlayacaksın, ergonomik sandalye alacaksın.”
Kadın forumdaş ise der ki: “Bir de şu çay molalarında esneme hareketi yapalım kızlar!”
Bak işte, biri mühendis gibi düşünüyor, diğeri yoga hocası gibi!
Ama gerçek şu: O sandalyede oturdukça, boyun demir gibi değil, spagetti gibi oluyor!
---
5. Stres: Görünmeyen Yamultucu
Stresin insan vücudunda neleri yamulttuğunu hepimiz biliyoruz ama boyun kısmında etkisi ayrı!
Bazen fark etmeden omuzları kulak hizasına kadar çekiyoruz.
Bir süre sonra o kaslar “bu yeni pozisyon kalıcı galiba” diyor ve pat! Boyun eğriliyor.
Bir erkek forumdaş hemen sorar: “Abi bu durumun fiziksel çözümü var mı?”
Kadın forumdaş cevaplar: “Var ama önce duygusal nedenine bakalım, neden streslisin sen?”
İşte o anda konu boyundan çıkar, hayatın genel dengesine döner.
---
6. Anne Faktörü: “Otur Şöyle Dik!”
Hiçbir fizyoterapist, bir annenin uyarı gücüne sahip değildir.
Yıllarca “dik otur, yamulacaksın!” diyen anneler aslında birer postür terapistidir.
Ama tabii o zamanlar dinlemedik.
Şimdi 30 yaşında, diz üstü bilgisayar başında oturup “keşke annemi dinleseydim” diyoruz.
Erkek forumdaş: “Benim annem hâlâ dik oturmam için arıyor.”
Kadın forumdaş: “Ben de artık kendi çocuklarıma aynısını diyorum.”
Ve evet, döngü tamamlanıyor. Evrim değil, eğrilim!
---
7. Çözüm Arayışı: Düzeltmek mi, Kabullenmek mi?
Erkek forumdaş: “Abi, ben boynumu düzeltmek için spor salonuna yazıldım.”
Kadın forumdaş: “Ben boynumu kabullendim, eğri de olsa karakterli bir boyun.”
İşte felsefi boyut burada devreye giriyor:
Bazılarımız çözüm odaklı, bazılarımız kabul odaklı.
Ama ikisi de işe yaramıyor çünkü sonunda hepimiz yine “of boynum ağrıyor” diyoruz.
---
8. Forumdaşlar Ne Diyor?
Haydi bakalım, top sizde!
Sizin de “boynum yamuldu” hikayeniz var mı?
Yastık mağduru musunuz, aşk kurbanı mı, yoksa telefon esiri mi?
Belki de sadece annesini dinlememiş bir dik duruş isyancısısınız!
Yorumlara bekliyorum, çünkü bu boyun eğriliği meselesi belli ki sadece kaslarla değil, hayatla da ilgili!
Kim bilir, belki aramızda “boyun terapisti” olan vardır, ya da “ben de eğrilim ama mutluyum” diyen bir bilge forumdaş çıkar!
---
Sonuç: Eğrilik Bizi Yamultmasın, Güldürsün!
Sonuçta dostlar, ister telefondan, ister sevgiden, ister yastıktan olsun…
Boyunda eğrilik hayatın bir parçası.
Mühim olan, bu eğriliğe biraz mizahla, biraz kahkahayla yaklaşmak!
Çünkü gülmek en iyi postürdür: Baş dik, omuzlar rahat, moral 90 derece!
Haydi forumdaşlar, siz de eğilin ama bu sefer gülmekten!
Selam dostlar!
Sabah aynaya baktım, bir de ne göreyim: Boynum sağa doğru hafif meyilli, sanki yıllardır birine “anladım abi, sen haklısın” der gibi durmuşum! Dedim ki kendi kendime, “Bu nedir? Hayat mı beni yamulttu, yoksa yastık mı bana küstü?”
Ve tabii dedim ki, bu konuyu forumda paylaşmazsam boynum daha da eğrilir!
Gelin, “boyun eğriliği” denen bu gizemli olayın hem tıbbi hem psikolojik hem de evlilik sonrası travmatik nedenlerine birlikte bakalım!
---
1. Yastık: Masum Görünümlü Boyun Katili
Arkadaşlar, şu ortopedik yastık diye pazarlanan şeyler var ya... Vallahi bazısı ortopediden ziyade ortalama bir Orta Çağ işkence aleti gibi!
Bir erkek arkadaşım geçenlerde yeni bir “memory foam” yastık aldı. Diyor ki, “Kanka, bu yastık vücut şeklini alıyor.”
Dedim, “Kardeşim dikkat et, senin değil de sen onun şeklini alırsan işte o zaman boyun gider!”
Bir sabah uyanmış, kafası yastığın içinde 45 dereceyle sıkışmış, bir de gülüyor: “Bak, şeklimi almış!”
Yastıklar, dostlar, sinsi yaratıklar. Güzel bir gece uykusu sonrası bile seni “Of boynum tutuldu!” cümlesine götürebilir.
---
2. Cep Telefonu Sendromu: Aşağı Bakmaktan Hayat Kaçıyor
Kadınlar genelde “boynum ağrıyor” deyince, erkekler hemen “bir egzersiz videosu bulayım” der.
Kadınlarsa “kız, sen de hep telefona bakıyorsun, ondan!” diye empatik bir teşhis koyar.
Ama realite şu: Biz bu telefonlara o kadar bakıyoruz ki, boyun “ben gidiyorum arkadaşlar” deyip yana doğru bir rota çiziyor.
Boyun kasları, sürekli aşağı eğilmekten adeta “akıllı telefon mağduru” olmuş durumda.
Bir erkek forumdaş hemen yazar: “Abi çözümü kolay, telefonu göz hizasında tutacaksın.”
Kadın forumdaş da cevap verir: “Tamam da, göz hizasında tutarsak o zaman da kollar tutulur be abi!”
Ve işte böylece, çözüm ararken hepimiz “boyun mu gitsin, kol mu gitsin?” dilemmasında kalıyoruz.
---
3. Duygusal Eğrilik: Aşktan Yamulan Boyunlar
İtiraf edin, birine uzun süre başınızı yana eğip “canım yaaa” derken yakalandınız mı hiç?
İşte o masum gibi duran baş eğmeleri, yıllar içinde “kalıcı sempati pozisyonu”na dönüşebiliyor.
Bir erkek arkadaş, sevgilisine bakarken boynunu hep sola eğmiş. Şimdi 5 yıl sonra da habire o tarafa dönüyor.
Doktor “Kas dengesizliği var” diyor ama biz biliyoruz, o aşk dengesizliği!
Kadın forumdaşlar hemen anlar: “O kadar sevmiş ki, boynu bile sadakatten şekil almış.”
Erkek forumdaşsa direkt pratiğe döner: “Abi o zaman barfiks çek, kasları dengelersin.”
İşte fark burada! Kadın duygusal yaklaşır, erkek mekanik çözer. Sonuç? Boyun hâlâ yamuk ama ilişki dengede.
---
4. Ofis Sendromu: Bilgisayar Başında Yamulan Nesil
Hepimiz o ofis sandalyelerinde, laptopa bakarken sanki Titanic’in batışını izliyormuşuz gibi duruyoruz.
Bir omuz aşağı, baş hafif yana, sırt eğik… Sonra eve gidince “ya bu boyun niye ağrıyor?” diye soruyoruz.
Bir erkek forumdaş hemen gelir: “Abi monitör hizasını ayarlayacaksın, ergonomik sandalye alacaksın.”
Kadın forumdaş ise der ki: “Bir de şu çay molalarında esneme hareketi yapalım kızlar!”
Bak işte, biri mühendis gibi düşünüyor, diğeri yoga hocası gibi!
Ama gerçek şu: O sandalyede oturdukça, boyun demir gibi değil, spagetti gibi oluyor!
---
5. Stres: Görünmeyen Yamultucu
Stresin insan vücudunda neleri yamulttuğunu hepimiz biliyoruz ama boyun kısmında etkisi ayrı!
Bazen fark etmeden omuzları kulak hizasına kadar çekiyoruz.
Bir süre sonra o kaslar “bu yeni pozisyon kalıcı galiba” diyor ve pat! Boyun eğriliyor.
Bir erkek forumdaş hemen sorar: “Abi bu durumun fiziksel çözümü var mı?”
Kadın forumdaş cevaplar: “Var ama önce duygusal nedenine bakalım, neden streslisin sen?”
İşte o anda konu boyundan çıkar, hayatın genel dengesine döner.
---
6. Anne Faktörü: “Otur Şöyle Dik!”
Hiçbir fizyoterapist, bir annenin uyarı gücüne sahip değildir.
Yıllarca “dik otur, yamulacaksın!” diyen anneler aslında birer postür terapistidir.
Ama tabii o zamanlar dinlemedik.
Şimdi 30 yaşında, diz üstü bilgisayar başında oturup “keşke annemi dinleseydim” diyoruz.
Erkek forumdaş: “Benim annem hâlâ dik oturmam için arıyor.”
Kadın forumdaş: “Ben de artık kendi çocuklarıma aynısını diyorum.”
Ve evet, döngü tamamlanıyor. Evrim değil, eğrilim!
---
7. Çözüm Arayışı: Düzeltmek mi, Kabullenmek mi?
Erkek forumdaş: “Abi, ben boynumu düzeltmek için spor salonuna yazıldım.”
Kadın forumdaş: “Ben boynumu kabullendim, eğri de olsa karakterli bir boyun.”
İşte felsefi boyut burada devreye giriyor:
Bazılarımız çözüm odaklı, bazılarımız kabul odaklı.
Ama ikisi de işe yaramıyor çünkü sonunda hepimiz yine “of boynum ağrıyor” diyoruz.
---
8. Forumdaşlar Ne Diyor?
Haydi bakalım, top sizde!
Sizin de “boynum yamuldu” hikayeniz var mı?
Yastık mağduru musunuz, aşk kurbanı mı, yoksa telefon esiri mi?
Belki de sadece annesini dinlememiş bir dik duruş isyancısısınız!
Yorumlara bekliyorum, çünkü bu boyun eğriliği meselesi belli ki sadece kaslarla değil, hayatla da ilgili!
Kim bilir, belki aramızda “boyun terapisti” olan vardır, ya da “ben de eğrilim ama mutluyum” diyen bir bilge forumdaş çıkar!
---
Sonuç: Eğrilik Bizi Yamultmasın, Güldürsün!
Sonuçta dostlar, ister telefondan, ister sevgiden, ister yastıktan olsun…
Boyunda eğrilik hayatın bir parçası.
Mühim olan, bu eğriliğe biraz mizahla, biraz kahkahayla yaklaşmak!
Çünkü gülmek en iyi postürdür: Baş dik, omuzlar rahat, moral 90 derece!
Haydi forumdaşlar, siz de eğilin ama bu sefer gülmekten!