Oğulcan Yiğit Özdemir – Evrim Altuğ
DUVAR- Ressam, şair, görüntü ve performans sanatkarı Komet, 25 Eylül Pazar günü 81 yaşında kansere yenik düşerek hayata veda edişinin akabinde, Mimar Sinan Üniversitesi Hoş Sanatlar Fakültesi’nde öğlenden daha sonra özel bir merasimle son seyahatine uğurlandı. Komet için yapılan merasimde 1960’lı senelerda Akademi çatısı altında bir ortaya geldiği ve yetiştirdiği meslektaşları ile, kültür-sanat dünyasından biroldukça isim de hazır bulundu.
Akademi’deki merasimde birinci konuşmayı MSÜ Rektörü Handan İnci yaparken, sanatkarın İstanbul ve Paris mesleğinden dem vurdu; yapıtlarındaki mizahî ve insanî özellikler üzere esas ögeleri, fotoğrafındaki şiirsellik ve şiirindeki felsefi kapasite üzerinden anımsattı. Akademideki merasimde, Prof. Cevat Çapan, Tan Oral, Rabia Çapa, İnci Furni, Ece Eldek, Fatih Özgüven, Koray Ariş, Kemal İskender, Seyhun Topuz, Ekin Kano, Ekin Saçlıoğlu, Hazer Özil, İpek Aksuğür Duben, Nâzım Hikmet Richard Dikbaş ve Osman Erden ile, Kerimcan Güleryüz, Burcu Pelvanoğlu, Kemal Seyhan, Ahmet Ergenç, Oğulcan Yiğit Özdemir, Yusuf Taktak ve Yahşi Baraz, Erim Bayrı üzere, birfazlaca sanatçı, galerici, sanat tarihçi ve edebiyatçı ile eleştirmen hazır bulundu.
BEDRİ BAYKAM: BÜYÜK BİR ENTELLEKTÜELDİ
Akademide güneşli bir öğlen daha sonrası, Fenerbahçe bayrağına sarılı naaşı önünde bir konuşma yapan Bedri Baykam, Komet’in büyük bir entelektüel olduğunu, Paris’in onun kültür hayatının büyük bir modülü olduğunu vurgulayarak, sanatkarın doğurgan, avangart, muzip ve deher neysel bir ömür ve üretim anlayışı olduğuna dikkati çekti.
Komet’in beşere daima olarak haz veren yanları olduğuna dikkat çeken Baykam, vefatı akabinde bıraktığı tüm yapıtlarıyla, sanatkarın kendinden daha üstün bir Komet mirası ile izleyenleri ve okurlarını baş başa bırakacağına dikkati çekti. Sanatkarla birlikte maçlar izlediklerine değinen Baykam, temelinde her insanın de farklı bir Komet hikayesi bulunduğuna dikkat çekti. Komet’in kendi dünyasında, fotoğraflarında sürekli bir serüven olduğundan kelam eden Bedri Baykam, sanatkarın Türkiye’nin çağdaş ve çağdaş sanatında büyük bir yere sahip olduğunu vurguladı.
MÜJDAT GEZEN: SEVİNÇLE YOLCU EDİYORUZ
Törende hazır bulunan bir başka tanıdık sima, tiyatro duayeni Müjdat Gezen de, 1961’de MSÜ’de aldığı konservatuar eğitimi esnasında tanıdığı Komet ile Mehmet Güleryüz, öteki arkadaşları eşliğinde, Beyoğlu’nda merdiven altındaki bir şarap meskeninde birlikte vakit geçirdiklerini ve birbirlerine şiirler okuduklarını anımsattı.
Gezen ondan sonrasında, fotoğraf hocalığı yapacak bir arkadaşlarının şiir kitabının çıktığını ve Komet’in de şiire ilgisinin temelinde bu vakte dek indiğini belirtti. Müjdat Gezen’in bir portresini, evladının suluboyaları ile yapacak kadar sıkıntı günlerden geçtiklerine değinen Gezen, konuşmasını noktalarken Komet’in alçak gönüllülüğünden kelam ederek, tıpkı tiyatro sanatının sembolü ‘gülen ve ağlayan maske’de olduğu üzere, kendisini bir gözü ağlarken, ötekinin de sevinçle yolcu ettiğini belirtince, Akademi’nin Osman Hamdi Beyefendi salonunda samimi alkışlar yükseldi.
Buradaki merasimde ayrıyeten, Komet’e asistanlık yapmış bir genç sanatçı ise, gözyaşları ortasında kelam alarak, sanatkarın ister Paris, ister İstanbul sürecinde kendilerini hiç bir vakit yalnız bırakmadığını, her türlü bağlantıda bulunduğunu yineladı. Komet’in, giysi, kuşam, yiyecek ve her türlü gereksinimlerine kayıtsız kalmadığını belirten asistanından daha sonra kelam alan öbür dostları ise, Komet’in sanatının özellikle her türlü kuralı yadırgayan ‘yaramazlığına’ övgüde bulundu. Merasimde ayrıyeten, koleksiyoner Mustafa Taviloğlu da kelam aldı.
BİTMEYEN ŞİİR
Törenin tahminen de en dramatik noktasında ise, Komet’in şairliği, yeniden kendisini gösterdi. Aktiflikte özellikle, sanatkarın vedalaştığı eski dostları ismine onları anmak suretiyle yazdığı, 2013 tarihindeki Komet Momet kitabındaki ‘Bitmeyen Şiir’ isimli yapıtına atıfta bulunuldu. Akabinde merasimde, Komet’in dizeleri salonda son bir defa daha kendi sesi ile yankılandı. Burada yapılan merasimin akabinde Komet, Bebek Camii’nde ikindi namazının akabinde, alkışlarla Aşiyan Mezarlığı’na uğurlandı. Komet’in cenaze merasimi, kültür sanat dünyasını da bir biçimde bir daha bir ortaya getirdi. Komet’in isim babalığı yaptığı ve stantlarını açtığı Dirimart Sanat Galerisi’nin Yöneticisi Hazer Özil’in yanı sıra, ortalarında, Erdağ Aksel, Mehmet Aksoy, Tankut Aykut, Tabiat Öktem, Haldun Dostoğlu, Hasan Bülent Kahraman, Hasan Cemal, Nazan Kuşçu, Ayça Telgeren, Selim Birsel, Yusuf Taktak, Merve Akar Akgün, Koray Ariş, Raffi Portakal, Dağhan Özil, Serkan Özkaya, Ertuğrul Özkök, Ömer Faruk Şerifoğlu, Nevzat Sayın, Oya Delahaye ile, CHP İstanbul Milletvekili Canan Kaftancıoğlu, üzere isimlerin de bulunduğu pek fazlaca kişi merasime katıldı. Burada, Komet’i uğurlamak üzere bir ortaya gelmiş bir epeyce isim ve kuruluşun da, cenazeye çelenk göndermek yerine, ÇYDD ve TEV üzere kurumlara bağışlarda bulundukları dikkat çekti.
DUVAR- Ressam, şair, görüntü ve performans sanatkarı Komet, 25 Eylül Pazar günü 81 yaşında kansere yenik düşerek hayata veda edişinin akabinde, Mimar Sinan Üniversitesi Hoş Sanatlar Fakültesi’nde öğlenden daha sonra özel bir merasimle son seyahatine uğurlandı. Komet için yapılan merasimde 1960’lı senelerda Akademi çatısı altında bir ortaya geldiği ve yetiştirdiği meslektaşları ile, kültür-sanat dünyasından biroldukça isim de hazır bulundu.
Akademi’deki merasimde birinci konuşmayı MSÜ Rektörü Handan İnci yaparken, sanatkarın İstanbul ve Paris mesleğinden dem vurdu; yapıtlarındaki mizahî ve insanî özellikler üzere esas ögeleri, fotoğrafındaki şiirsellik ve şiirindeki felsefi kapasite üzerinden anımsattı. Akademideki merasimde, Prof. Cevat Çapan, Tan Oral, Rabia Çapa, İnci Furni, Ece Eldek, Fatih Özgüven, Koray Ariş, Kemal İskender, Seyhun Topuz, Ekin Kano, Ekin Saçlıoğlu, Hazer Özil, İpek Aksuğür Duben, Nâzım Hikmet Richard Dikbaş ve Osman Erden ile, Kerimcan Güleryüz, Burcu Pelvanoğlu, Kemal Seyhan, Ahmet Ergenç, Oğulcan Yiğit Özdemir, Yusuf Taktak ve Yahşi Baraz, Erim Bayrı üzere, birfazlaca sanatçı, galerici, sanat tarihçi ve edebiyatçı ile eleştirmen hazır bulundu.
BEDRİ BAYKAM: BÜYÜK BİR ENTELLEKTÜELDİ
Akademide güneşli bir öğlen daha sonrası, Fenerbahçe bayrağına sarılı naaşı önünde bir konuşma yapan Bedri Baykam, Komet’in büyük bir entelektüel olduğunu, Paris’in onun kültür hayatının büyük bir modülü olduğunu vurgulayarak, sanatkarın doğurgan, avangart, muzip ve deher neysel bir ömür ve üretim anlayışı olduğuna dikkati çekti.
Komet’in beşere daima olarak haz veren yanları olduğuna dikkat çeken Baykam, vefatı akabinde bıraktığı tüm yapıtlarıyla, sanatkarın kendinden daha üstün bir Komet mirası ile izleyenleri ve okurlarını baş başa bırakacağına dikkati çekti. Sanatkarla birlikte maçlar izlediklerine değinen Baykam, temelinde her insanın de farklı bir Komet hikayesi bulunduğuna dikkat çekti. Komet’in kendi dünyasında, fotoğraflarında sürekli bir serüven olduğundan kelam eden Bedri Baykam, sanatkarın Türkiye’nin çağdaş ve çağdaş sanatında büyük bir yere sahip olduğunu vurguladı.
MÜJDAT GEZEN: SEVİNÇLE YOLCU EDİYORUZ
Törende hazır bulunan bir başka tanıdık sima, tiyatro duayeni Müjdat Gezen de, 1961’de MSÜ’de aldığı konservatuar eğitimi esnasında tanıdığı Komet ile Mehmet Güleryüz, öteki arkadaşları eşliğinde, Beyoğlu’nda merdiven altındaki bir şarap meskeninde birlikte vakit geçirdiklerini ve birbirlerine şiirler okuduklarını anımsattı.
Gezen ondan sonrasında, fotoğraf hocalığı yapacak bir arkadaşlarının şiir kitabının çıktığını ve Komet’in de şiire ilgisinin temelinde bu vakte dek indiğini belirtti. Müjdat Gezen’in bir portresini, evladının suluboyaları ile yapacak kadar sıkıntı günlerden geçtiklerine değinen Gezen, konuşmasını noktalarken Komet’in alçak gönüllülüğünden kelam ederek, tıpkı tiyatro sanatının sembolü ‘gülen ve ağlayan maske’de olduğu üzere, kendisini bir gözü ağlarken, ötekinin de sevinçle yolcu ettiğini belirtince, Akademi’nin Osman Hamdi Beyefendi salonunda samimi alkışlar yükseldi.
Buradaki merasimde ayrıyeten, Komet’e asistanlık yapmış bir genç sanatçı ise, gözyaşları ortasında kelam alarak, sanatkarın ister Paris, ister İstanbul sürecinde kendilerini hiç bir vakit yalnız bırakmadığını, her türlü bağlantıda bulunduğunu yineladı. Komet’in, giysi, kuşam, yiyecek ve her türlü gereksinimlerine kayıtsız kalmadığını belirten asistanından daha sonra kelam alan öbür dostları ise, Komet’in sanatının özellikle her türlü kuralı yadırgayan ‘yaramazlığına’ övgüde bulundu. Merasimde ayrıyeten, koleksiyoner Mustafa Taviloğlu da kelam aldı.
BİTMEYEN ŞİİR
Törenin tahminen de en dramatik noktasında ise, Komet’in şairliği, yeniden kendisini gösterdi. Aktiflikte özellikle, sanatkarın vedalaştığı eski dostları ismine onları anmak suretiyle yazdığı, 2013 tarihindeki Komet Momet kitabındaki ‘Bitmeyen Şiir’ isimli yapıtına atıfta bulunuldu. Akabinde merasimde, Komet’in dizeleri salonda son bir defa daha kendi sesi ile yankılandı. Burada yapılan merasimin akabinde Komet, Bebek Camii’nde ikindi namazının akabinde, alkışlarla Aşiyan Mezarlığı’na uğurlandı. Komet’in cenaze merasimi, kültür sanat dünyasını da bir biçimde bir daha bir ortaya getirdi. Komet’in isim babalığı yaptığı ve stantlarını açtığı Dirimart Sanat Galerisi’nin Yöneticisi Hazer Özil’in yanı sıra, ortalarında, Erdağ Aksel, Mehmet Aksoy, Tankut Aykut, Tabiat Öktem, Haldun Dostoğlu, Hasan Bülent Kahraman, Hasan Cemal, Nazan Kuşçu, Ayça Telgeren, Selim Birsel, Yusuf Taktak, Merve Akar Akgün, Koray Ariş, Raffi Portakal, Dağhan Özil, Serkan Özkaya, Ertuğrul Özkök, Ömer Faruk Şerifoğlu, Nevzat Sayın, Oya Delahaye ile, CHP İstanbul Milletvekili Canan Kaftancıoğlu, üzere isimlerin de bulunduğu pek fazlaca kişi merasime katıldı. Burada, Komet’i uğurlamak üzere bir ortaya gelmiş bir epeyce isim ve kuruluşun da, cenazeye çelenk göndermek yerine, ÇYDD ve TEV üzere kurumlara bağışlarda bulundukları dikkat çekti.