Tiyatro sanatkarı Levent Üzümcü, gazeteci Aslı Atasoy’un KRT’de hazırlayıp sunduğu İdea programına konuk oldu. Yaşadığı dünyaya söyleyecek kelamı olduğunu belirten Levent Üzümcü, “Hep mesleğimle sözlerimi aktarmanın peşine düştüm” dedi.
‘SİSTEM İNSANI TARAF OLMAYA İTİYOR’
Türkiye’deki duruş noktalarının insanı taraf olmaya ittiğini belirten Levent Üzümcü, “Kürt, Türk konusunda, sağcılık solculuk konusunda, sendikal haklar konusunda taraf olmak zorundasın. İnsanın seçimleri onu taraf olmak zorunda bırakıyor. Zira halkını zorlayan sistemler daima bu biçimdedir zira halkı kutuplaştırmak istiyorlar” dedi. Adalet temasının da aşındırıldığını söyleyen sanatçı, “Ağır cürümle cezalandırılması gereken şahısları dışarıda tutuyorlar, hiç hatası olmayan insanları ise içeriye tıktılar” sözlerini kullandı.
‘KANAL SAHİPLERİ, ÜRETİMCİLER VE HÜKÜMET ORTASINDA BİR ÜÇGEN KURULMUŞ DURUMDA’
Unsurlu olduğu için otomatik olarak taraf olduğunu aktaran Üzümcü özgür bir ülkede yaşasaydı işini yapmaya mani olunmayacağını belirterek “Daha epey sinema yapabilirdim, daha uygun sinemalarda oynayabilirdim. Türkiye’de kanal sahipleri, üretimciler ve hükümet içinde dehşetli bir üçgen kurulmuş durumda. Bu üçgeni eleştiren hiç kimseyi almıyorlar” dedi. Üzümcü, daha epey para kazanmak için başrol oyuncuları haricindeki grubun paralarını geciktiren imal dünyasını da eleştirerek, “Yapımcılar, oyunculara hükümet aleyhinde açıklama yapmayacağına dair unsur imzalatıyor” diye konuştu.
Kendi yaş kümesinde fazlaca fazla aktif aktör olmamasına karşın kanallardan teklif almadığını da tabir eden sanatçı, “hiç bir televizyon kanalından hiç bir iş için teklif almıyorum. Ortada bir bağımsız üretimlerden teklif alıyorum. Bunun haricinde hiç bir şey yok” dedi.
‘ÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK GEREKSİNİMİ İNANÇ’
Sanatçı, kalabalıklar için hareket ettiğini belirterek, “Ben daima kalabalıklar için yalnız başıma hareket ettim. Daha fazla insan daha fazla memnunluğu gorebilsin diye. İhanetten hiç hoşlanmam. Ne yapmaktan ne görmekten, tek başınıza olursanız kimse size ihanet edemez. Yalnızca hayli gerçek problemlerle gerçek bir insan olarak nitekim savaşıyorum ancak hiç kimsenin benimle bir arada olup olmadığını hesap etmem, hiç kimseye güvenmem bu manada. Zira çağımızın en büyük sorunu palavra, çağımız en büyük gereksinimi güven” biçiminde konuştu.
‘GEZİ PARKI’NDA HAYIR DEDİĞİMİZ ŞEYİN GERİSİNDE DURABİLSEYDİK, BUGÜN KÖTÜLÜK O KADAR BÜYÜMEZDİ’
Üzümcü, Seyahat sürecine dair ise şu sözleri kullandı:
“Eğer Seyahat Parkı’nda biz hayır dediğimiz şeyin arkasında o gün ona hayır diyen o kadar sayıda ve o kadar tanınır kişi olarak durabilseydik, bugün kötülük o kadar büyümezdi Türkiye’de. Herkes o gün neyi kaçırdığını fark ediyor. Fakat türlü türlü biçimde o gün daima birlikte hareket eden insanların üstüne çıktılar. Cihangir’de yaşayan oyunculara uyuşturucu davaları açarak onları susturmaya çalıştılar. Şayet susarlarsa onlara TRT’de iş verebileceklerini ünlü yapımcılarla çalışabileceklerini söylemiş olduler. bu biçimde bir dünya yaşandı. Ben hala iki tane oğlum ve onun yaşıtları daha düzgün bir dünyada yaşayabilsin diye bunu bir insani sorumluluk olarak görüyorum.” (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)
‘SİSTEM İNSANI TARAF OLMAYA İTİYOR’
Türkiye’deki duruş noktalarının insanı taraf olmaya ittiğini belirten Levent Üzümcü, “Kürt, Türk konusunda, sağcılık solculuk konusunda, sendikal haklar konusunda taraf olmak zorundasın. İnsanın seçimleri onu taraf olmak zorunda bırakıyor. Zira halkını zorlayan sistemler daima bu biçimdedir zira halkı kutuplaştırmak istiyorlar” dedi. Adalet temasının da aşındırıldığını söyleyen sanatçı, “Ağır cürümle cezalandırılması gereken şahısları dışarıda tutuyorlar, hiç hatası olmayan insanları ise içeriye tıktılar” sözlerini kullandı.
‘KANAL SAHİPLERİ, ÜRETİMCİLER VE HÜKÜMET ORTASINDA BİR ÜÇGEN KURULMUŞ DURUMDA’
Unsurlu olduğu için otomatik olarak taraf olduğunu aktaran Üzümcü özgür bir ülkede yaşasaydı işini yapmaya mani olunmayacağını belirterek “Daha epey sinema yapabilirdim, daha uygun sinemalarda oynayabilirdim. Türkiye’de kanal sahipleri, üretimciler ve hükümet içinde dehşetli bir üçgen kurulmuş durumda. Bu üçgeni eleştiren hiç kimseyi almıyorlar” dedi. Üzümcü, daha epey para kazanmak için başrol oyuncuları haricindeki grubun paralarını geciktiren imal dünyasını da eleştirerek, “Yapımcılar, oyunculara hükümet aleyhinde açıklama yapmayacağına dair unsur imzalatıyor” diye konuştu.
Kendi yaş kümesinde fazlaca fazla aktif aktör olmamasına karşın kanallardan teklif almadığını da tabir eden sanatçı, “hiç bir televizyon kanalından hiç bir iş için teklif almıyorum. Ortada bir bağımsız üretimlerden teklif alıyorum. Bunun haricinde hiç bir şey yok” dedi.
‘ÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK GEREKSİNİMİ İNANÇ’
Sanatçı, kalabalıklar için hareket ettiğini belirterek, “Ben daima kalabalıklar için yalnız başıma hareket ettim. Daha fazla insan daha fazla memnunluğu gorebilsin diye. İhanetten hiç hoşlanmam. Ne yapmaktan ne görmekten, tek başınıza olursanız kimse size ihanet edemez. Yalnızca hayli gerçek problemlerle gerçek bir insan olarak nitekim savaşıyorum ancak hiç kimsenin benimle bir arada olup olmadığını hesap etmem, hiç kimseye güvenmem bu manada. Zira çağımızın en büyük sorunu palavra, çağımız en büyük gereksinimi güven” biçiminde konuştu.
‘GEZİ PARKI’NDA HAYIR DEDİĞİMİZ ŞEYİN GERİSİNDE DURABİLSEYDİK, BUGÜN KÖTÜLÜK O KADAR BÜYÜMEZDİ’
Üzümcü, Seyahat sürecine dair ise şu sözleri kullandı:
“Eğer Seyahat Parkı’nda biz hayır dediğimiz şeyin arkasında o gün ona hayır diyen o kadar sayıda ve o kadar tanınır kişi olarak durabilseydik, bugün kötülük o kadar büyümezdi Türkiye’de. Herkes o gün neyi kaçırdığını fark ediyor. Fakat türlü türlü biçimde o gün daima birlikte hareket eden insanların üstüne çıktılar. Cihangir’de yaşayan oyunculara uyuşturucu davaları açarak onları susturmaya çalıştılar. Şayet susarlarsa onlara TRT’de iş verebileceklerini ünlü yapımcılarla çalışabileceklerini söylemiş olduler. bu biçimde bir dünya yaşandı. Ben hala iki tane oğlum ve onun yaşıtları daha düzgün bir dünyada yaşayabilsin diye bunu bir insani sorumluluk olarak görüyorum.” (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)