Tolstoy budala kaç sayfa ?

Efe

New member
**Tolstoy’un “Budala” Eserinin Sayfa Sayısı ve Değeri Üzerine Bir İnceleme**

Merhaba sevgili forum üyeleri! Bugün sizlerle birlikte, Rus edebiyatının dev isimlerinden Leo Tolstoy’un eserlerinden biri olan **"Budala"** hakkında konuşmak istiyorum. Bu eserin sayfa sayısının ne kadar olduğu, onun içeriği ve neyi temsil ettiği, bence sadece bir rakamın ötesinde çok daha derin bir anlam taşıyor. Her ne kadar bu tür sayfa sayıları bazen kafa karıştırıcı olabiliyor, eserin ruhuna ve mesajına odaklanmak, bence çok daha önemli bir nokta. Hadi gelin, bu konuda biraz derinlemesine sohbet edelim.

Tolstoy’un “Budala”sı, 19. yüzyılın sonunda, özellikle sosyal yapıları ve bireylerin içsel mücadelelerini ele alarak önemli bir psikolojik tahlil sunuyor. Ancak, tam olarak **“Budala” kaç sayfa?** sorusunun cevabını araştırırken, bir yandan da bu eserin günümüz okurları için nasıl algılandığını da tartışmak istiyorum.

**Tolstoy’un “Budala” Eserinin Sayfa Sayısı: Bir Genel Bakış**

Öncelikle eserin sayfa sayısını ele alalım. **"Budala"**, Tolstoy'un diğer uzun eserlerine kıyasla oldukça kısa bir roman sayılabilir. Ancak bu kısa uzunluk, eserin derinliğini yansıtmaz. “Budala”, orijinal Rusça baskılarında yaklaşık **100-150 sayfa** civarındadır. Ancak, çevirilerin ve baskıların türüne göre, sayfa sayısı 200’leri bulabilir. Örneğin, Türkçe çevirileri genellikle **150 ile 200 sayfa arasında değişen bir uzunluk**ta yayımlanıyor. Bu sayfa sayısı, kitabın hızla okunabileceği anlamına gelmiyor; aksine, karakterlerin derinliği ve Tolstoy’un felsefi bakış açıları, her sayfada insanın düşünmesine ve sorgulamasına yol açacak kadar zengin.

Romanın kısa oluşu, bazı okurları yanıltabilir çünkü Tolstoy’un derinlikli anlatımı, düşündürücü yapısı ve insan ruhunun en karmaşık yönlerini ele alışı, kısa sürede kolayca sindirilebilecek bir şey değil. Dolayısıyla, sayfa sayısından çok, anlatım tarzı ve yazarın vermek istediği mesaj çok daha kritik bir konu.

**Erkeklerin Pratik ve Sonuç Odaklı Yaklaşımı: “Budala”yı Okuma Perspektifi**

Tolstoy'un "Budala"sı, özellikle erkek okurlar için, sosyal normlara ve bireysel değer yargılarına dair pratik çıkarımlar sunan bir eser olabilir. Erkekler genellikle doğrudan, işlevsel ve sonuç odaklı bir yaklaşım benimserler. Bu bağlamda, eserin ana karakteri olan **Levín**, toplumdan izole bir yaşam sürmeye çalışan ve bireysel sorumluluklarını sorgulayan bir figür olarak karşımıza çıkar. Erkek okurlar, genellikle Levín'in toplumsal bağlamda kendisini nasıl konumlandırdığına ve yaptığı tercihlerin sonuçlarına odaklanabilirler.

Erkeklerin bu eserden alacağı pratik dersler, çoğu zaman karakterlerin eylemlerinin sonuçlarına odaklanmak olacaktır. Mesela, Levín’in içsel çatışmaları, kararlarının ne gibi sonuçlar doğuracağı ve toplumdan gelen baskılar karşısında nasıl bir duruş sergileyebileceği, erkek okurları için çok daha önemli bir mesaj taşıyabilir. Bu tür okurlar, eserin sonunda kendilerine pratik ve stratejik bir çıkarım yapmayı hedefleyebilirler: "Toplumun bana biçtiği rolü nasıl kabul edebilirim ya da ondan nasıl kaçabilirim?"

**Kadınların Sosyal ve Duygusal Bakışı: “Budala”yı Algılayış Farklılıkları**

Kadın okurlar için ise, **Tolstoy’un eserlerinde sıklıkla yer alan insan psikolojisinin derinliklerine inme** teması, çok daha duygusal ve empatik bir bakış açısıyla karşılık bulabilir. Kadınlar, karakterlerin içsel dünyasına dair duygusal bağlar kurarak, toplumsal yapıları ve sosyal normları daha geniş bir perspektiften inceleyebilirler. Bu bakış açısı, Tolstoy’un eserlerinin duygusal ve toplumsal yönlerini anlamada kritik bir rol oynar.

Levín’in aşk hayatı, evlilik içindeki sorunlar ve sosyal baskılar, kadın okurları için oldukça önemli bir tema olabilir. Kadınlar, bu konularda daha fazla empati kurar ve Levín’in içsel çatışmalarını anlamaya çalışırken, aynı zamanda onun ilişkilerindeki kırılganlığı da hissedebilirler. "Budala", erkeklerin pragmatik bakış açısının ötesinde, kadınların toplumsal ilişkilerdeki inceliklere ve duygusal derinliklere olan ilgisini de uyandırır. Bu, toplumsal yapılar içindeki kadın karakterlerin verdiği kararlar ve birey olarak topluma etkileri açısından da ilgi çekici bir inceleme alanı sunar.

**Gerçek Dünyadan Örnekler: “Budala” ve Toplumsal Eleştiriler**

Tolstoy'un "Budala" eserinin sayfa sayısına bakarken, aynı zamanda eserin verdiği toplumsal mesajları ve bireylerin toplumsal yapılarla mücadelesini de göz önünde bulundurmak önemlidir. Bugün, bizler bu eseri okurken yalnızca bir dönemin değil, aynı zamanda toplumsal yapıların nasıl şekillendiğine dair çok değerli birer ipucu elde ediyoruz. Kitapta Levín’in toplumun dayattığı “normal” yaşam biçimlerine karşı duyduğu rahatsızlık, aslında modern dünyada hala geçerli olan birçok sosyal yapıyı eleştiriyor.

Örneğin, **iş yaşamı, toplumsal normlar ve bireysel tercihler** gibi konular, günümüzde de modern okurlar için hala son derece geçerli ve eleştirilebilir. Levín’in toplumla çatışması, modern toplumdaki bireylerin toplumsal baskılarla karşılaştığında yaşadığı içsel gerilimle birebir örtüşüyor. Bugün birçok kişi, toplumsal rol ve beklentiler karşısında ne yapmak gerektiğine dair kararsızlık yaşayabilir.

**Sonuç ve Tartışma: “Budala” Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?**

Sonuç olarak, **Tolstoy’un “Budala”sı**, sadece sayfa sayısıyla değil, derinliğine inildiğinde insan ruhunun ve toplumsal yapıların çatışmalarını anlamada bize önemli bir perspektif sunuyor. Sayfa sayısı kısa olmasına rağmen, Tolstoy’un verdiği mesajlar oldukça derindir ve bu, özellikle toplumsal yapılarla, bireysel ilişkilerle ve kişinin içsel çatışmalarıyla ilgilidir. Bu nedenle, kitabın sayfa sayısı, kitabın ruhunu ve vereceği dersleri anlamak için bir engel değildir.

Sizce, "Budala"nın toplumsal mesajları günümüzde hala geçerli mi? Eserin sayfa sayısının kısa olması, onun derinliğini engelliyor mu? Erkeklerin ve kadınların bu eseri algılayış biçimindeki farklar, kitabı okurken bize ne tür dersler sunuyor? Görüşlerinizi paylaşın, forumda tartışalım!