Zeki Müren’in yeğenleri Sevtuğ Olgaç ve Hasret Güner, dayılarının mevt yıl dönümünde açıklamalarda bulundular. Zeki Müren için verilen anıt mezar kelamının tutulmadığını belirten Olgaç, “Gerek belediye yetkilileri, gerekse Bursa’daki değerli bireyler Zeki Müren’in bir anıt mezara gömüleceğini tabir ettiler. bu biçimde dendiği için ben Zeki Müren’i tabutuyla bir arada gömdürdüm. O anıt mezar niçinse hala yapılmadı” dedi. Olgaç, Zeki Müren’in hastane yapılması vasiyetinin de yerine getirilmediğini söylemiş oldu.
‘BİZE DANIŞILMAMASI İÇİMİZİ ACITAN BİR KONU’
Olgaç, “Her mevt yıl dönümünde öne çıkarıp söylemeye çalıştığım şey şu, hayli güzide, değerli bir vakfa mirasını bıraktı. Vaktinde o mirası bize bırakmışken, biz istemiyor durumuna düşmüş bir aileyiz. Ancak biz vefatından bir ay evvel bile birliktedik. Her şeyi, her türlü mevzuyu konuştuk, bilgileri konuştuk, yedik, içtik, bu kadar aile yakınları varken Zeki Müren’le ilgili yapılan çalışmalarda bize danışılmaması içimizi acıtan bir konu” diye konuştu.
Zeki Müren’in hayatıyla ilgili ‘Sanat Güneşi’ ismi altında bir sinemanın çekilmek istendiğini fakat sinemayla ilgili de kendilerine bir şey danışılmadığını söyleyen Olgaç, bu durumdan rahatsızlığını lisana getirdi.
‘ANIT MEZAR KELAMI TUTULMADI’
Zeki Müren için yapılacağı söylenen anıt mezar hakkında konuşan Olgaç, “Gerek belediye yetkilileri, gerekse Bursa’daki değerli bireyler, Zeki Müren’in bir anıt mezara gömüleceğini söylemiş olduler. bu biçimde dendiği için ben Zeki Müren’i tabutuyla birlikte gömdürdüm. Kısa bir süre daha sonra oradan çıkaracağız, kemikleri çürüyüp parçalanmış olmasın diye, tabutuyla alıp anıt mezara götürmek istedim. O anıt mezar niçinse yapılmadı” dedi.
‘ZEKİ MÜREN’E VAAT EDİLENLER YAPILMADI’
Olgaç, mirasçı olan kurumların ve belediye yetkililerinin bu hususta verdikleri kelamları tutmadığını söyleyerek “Ona yakışır bir anıt mezar ve mezarın yanında bir Zeki Müren Müzesi düzenlemediler. Zeki Müren’e vaat edilenler yapılmadı. Buna kederimiz var” diye konuştu.
‘ZEKİ MÜREN HASTANESİ KURULMASINI İSTİYORDU’
Dayısı Zeki Müren’in hastane vasiyetinin de yerine getirilmediğini belirten Olgaç, “Mirasını bıraktığı yetkililer o vasiyeti yine okusunlar ve o vasiyette Zeki Müren’in isteği doğrultusunda yapılması gerekenleri sorgulasınlar” dedi.
Bir öteki arsuzusu da Zeki Müren Vakfı kurulmasıydı diyen Olgaç, “Bu vakıfın, kabiliyeti olan Türk gençlerine bir sanat müziği konservatuvarı olacak biçimde çalışmasını istiyordu” diye konuştu.
Olgaç, “Bunları, mirasıyla alakalı bana bıraktığı vakitte bu gerçekleşmiş olsaydı, ben o hastaneyi ve sanat müziği vakfını da artık kurmuştum” dedi.
‘BEN SİZİN GÜNEŞİNİZİM’
Dayısı Zeki Müren ile olan anılarını anlatan Hasret Güner ise eski günleri “Bize daima şunu söylerdi, ‘Ben herkes için sanat güneşi olabilirim ancak sizin güneşinizim. Ben herkes için Zeki Müren olabilirim fakat ben sizin dayınızım. Beni yaşatıp, koruyup, kollayacak olan sizlersiniz’ dedi ve bunu tekraren yineladı. Ben bunu her yerde anlattım. ‘Benim sevenlerim benim baş tacım, benden daha sonra da onlar sizin başınızın tacı’ derdi” diye anlattı.
Onun seven kitlesi varsayımların epeyce üzerinde olduğunu söyleyen Güner, “Bir akşam onun konutunda kalırken, eşimle ben arkadaşlarımızla buluşmak için kaçtık. Zeki Müren’e, arkadaşlarımızın geldiğini, farklı bir akşam geçireceğimizi söylemiş olduk. O da bizimle vakit geçirmeyi fazlaca seviyordu. ‘Tamam’ dedi. Eşimle gittiğimiz yerde bir anda kapılar açıldı. İçeri Zeki Müren girdi. Başımı önüme eğdim. ‘Sizi kaçaklar sizi’ dedi ve beni dansa kaldırdı. Bu anımızı hiç unutamıyorum” dedi.
‘MADDİ MİRASÇISI DEĞİLİZ ANCAK AİLESİYİZ’
Miras konusunda konuşan Güner, “Biz Zeki Müren’in maddi mirasçıları değiliz. Maddi olarak bütün mirasını iki vakfa bıraktı. Bu bizim için hayli güzide olan iki kurum. Fakat biz ailesiyiz. Mirasçısı değiliz. Biz onun ‘Beni siz koruyup kollayıp yaşatacaksınız’ dediği kişileriz” diye konuştu.
(DHA)
‘BİZE DANIŞILMAMASI İÇİMİZİ ACITAN BİR KONU’
Olgaç, “Her mevt yıl dönümünde öne çıkarıp söylemeye çalıştığım şey şu, hayli güzide, değerli bir vakfa mirasını bıraktı. Vaktinde o mirası bize bırakmışken, biz istemiyor durumuna düşmüş bir aileyiz. Ancak biz vefatından bir ay evvel bile birliktedik. Her şeyi, her türlü mevzuyu konuştuk, bilgileri konuştuk, yedik, içtik, bu kadar aile yakınları varken Zeki Müren’le ilgili yapılan çalışmalarda bize danışılmaması içimizi acıtan bir konu” diye konuştu.
Zeki Müren’in hayatıyla ilgili ‘Sanat Güneşi’ ismi altında bir sinemanın çekilmek istendiğini fakat sinemayla ilgili de kendilerine bir şey danışılmadığını söyleyen Olgaç, bu durumdan rahatsızlığını lisana getirdi.
‘ANIT MEZAR KELAMI TUTULMADI’
Zeki Müren için yapılacağı söylenen anıt mezar hakkında konuşan Olgaç, “Gerek belediye yetkilileri, gerekse Bursa’daki değerli bireyler, Zeki Müren’in bir anıt mezara gömüleceğini söylemiş olduler. bu biçimde dendiği için ben Zeki Müren’i tabutuyla birlikte gömdürdüm. Kısa bir süre daha sonra oradan çıkaracağız, kemikleri çürüyüp parçalanmış olmasın diye, tabutuyla alıp anıt mezara götürmek istedim. O anıt mezar niçinse yapılmadı” dedi.
‘ZEKİ MÜREN’E VAAT EDİLENLER YAPILMADI’
Olgaç, mirasçı olan kurumların ve belediye yetkililerinin bu hususta verdikleri kelamları tutmadığını söyleyerek “Ona yakışır bir anıt mezar ve mezarın yanında bir Zeki Müren Müzesi düzenlemediler. Zeki Müren’e vaat edilenler yapılmadı. Buna kederimiz var” diye konuştu.
‘ZEKİ MÜREN HASTANESİ KURULMASINI İSTİYORDU’
Dayısı Zeki Müren’in hastane vasiyetinin de yerine getirilmediğini belirten Olgaç, “Mirasını bıraktığı yetkililer o vasiyeti yine okusunlar ve o vasiyette Zeki Müren’in isteği doğrultusunda yapılması gerekenleri sorgulasınlar” dedi.
Bir öteki arsuzusu da Zeki Müren Vakfı kurulmasıydı diyen Olgaç, “Bu vakıfın, kabiliyeti olan Türk gençlerine bir sanat müziği konservatuvarı olacak biçimde çalışmasını istiyordu” diye konuştu.
Olgaç, “Bunları, mirasıyla alakalı bana bıraktığı vakitte bu gerçekleşmiş olsaydı, ben o hastaneyi ve sanat müziği vakfını da artık kurmuştum” dedi.
‘BEN SİZİN GÜNEŞİNİZİM’
Dayısı Zeki Müren ile olan anılarını anlatan Hasret Güner ise eski günleri “Bize daima şunu söylerdi, ‘Ben herkes için sanat güneşi olabilirim ancak sizin güneşinizim. Ben herkes için Zeki Müren olabilirim fakat ben sizin dayınızım. Beni yaşatıp, koruyup, kollayacak olan sizlersiniz’ dedi ve bunu tekraren yineladı. Ben bunu her yerde anlattım. ‘Benim sevenlerim benim baş tacım, benden daha sonra da onlar sizin başınızın tacı’ derdi” diye anlattı.
Onun seven kitlesi varsayımların epeyce üzerinde olduğunu söyleyen Güner, “Bir akşam onun konutunda kalırken, eşimle ben arkadaşlarımızla buluşmak için kaçtık. Zeki Müren’e, arkadaşlarımızın geldiğini, farklı bir akşam geçireceğimizi söylemiş olduk. O da bizimle vakit geçirmeyi fazlaca seviyordu. ‘Tamam’ dedi. Eşimle gittiğimiz yerde bir anda kapılar açıldı. İçeri Zeki Müren girdi. Başımı önüme eğdim. ‘Sizi kaçaklar sizi’ dedi ve beni dansa kaldırdı. Bu anımızı hiç unutamıyorum” dedi.
‘MADDİ MİRASÇISI DEĞİLİZ ANCAK AİLESİYİZ’
Miras konusunda konuşan Güner, “Biz Zeki Müren’in maddi mirasçıları değiliz. Maddi olarak bütün mirasını iki vakfa bıraktı. Bu bizim için hayli güzide olan iki kurum. Fakat biz ailesiyiz. Mirasçısı değiliz. Biz onun ‘Beni siz koruyup kollayıp yaşatacaksınız’ dediği kişileriz” diye konuştu.
(DHA)